Zülfikar Risalesi | Giriş | 2
(1-3)
Aziz, Sıddık Kardeşlerim,
Mâdem Risâle-i Nur makine ile taammüm etmeğe başlamış; ve mâdem felsefe ve hikmet-i cedideyi okuyan mektepliler ve muallimler çoklukla Risâle-i Nur'a yapışıyorlar. Elbette bir hakîkat beyan etmek lâzım geliyor. Şöyle ki:
Risâle-i Nur'un şiddetle tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise, mutlak değildir; belki muzır kısmınadır. Çünkü, felsefenin hayat-ı içti-maiye-i beşeriyeye ve ahlâk ve kemâlat-ı insaniyeye ve san'atın terakki-yatına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise, Kur'an ile barışıktır. Belki Kur'an'ın hikmetine hâdimdir, muaraza edemez. Bu kısma Risâle-i Nur ilişmiyor.
İkinci kısım felsefe ise: Dalâlete ve ilhada ve tabiat bataklığına düşür-meğe vesile olduğu gibi sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalâleti netice verdiğinden ve sihir gibi hârikalarıyla Kur'an'ın mu'cizekâr hakîkatlarıyla muaraza ettiği için, Risâle-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvazenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor. Müstakim, menfaatdar felsefeye ilişmiyor. Onun için, mektebli-ler Risâle-i Nur'a itirazsız, çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler.
Fakat gizli münafıklar, nasılki bir kısım hocaları bütün bütün mânasız ve haksız bir tarzda ehl-i medresenin ve hocaların hakikî malı olan Risâle-i Nur aleyhinde istimâl ettikleri gibi, bazı felsefecilerin enaniyet-i ilmi-yelerini tahrik edip Nur'lar aleyhinde istimâl etmek ihtimaline binaen bu hakîkat "Asâ-yı Mûsa" ve "Zülfikâr" Mecmuaları başında yazılsa müna-sip olur.
Mâdem Risâle-i Nur makine ile taammüm etmeğe başlamış; ve mâdem felsefe ve hikmet-i cedideyi okuyan mektepliler ve muallimler çoklukla Risâle-i Nur'a yapışıyorlar. Elbette bir hakîkat beyan etmek lâzım geliyor. Şöyle ki:
Risâle-i Nur'un şiddetle tokat vurduğu ve hücum ettiği felsefe ise, mutlak değildir; belki muzır kısmınadır. Çünkü, felsefenin hayat-ı içti-maiye-i beşeriyeye ve ahlâk ve kemâlat-ı insaniyeye ve san'atın terakki-yatına hizmet eden felsefe ve hikmet kısmı ise, Kur'an ile barışıktır. Belki Kur'an'ın hikmetine hâdimdir, muaraza edemez. Bu kısma Risâle-i Nur ilişmiyor.
İkinci kısım felsefe ise: Dalâlete ve ilhada ve tabiat bataklığına düşür-meğe vesile olduğu gibi sefahet ve lehviyat ile gaflet ve dalâleti netice verdiğinden ve sihir gibi hârikalarıyla Kur'an'ın mu'cizekâr hakîkatlarıyla muaraza ettiği için, Risâle-i Nur ekser eczalarında mizanlarla ve kuvvetli ve bürhanlı muvazenelerle felsefenin yoldan çıkmış bu kısmına ilişiyor, tokatlıyor. Müstakim, menfaatdar felsefeye ilişmiyor. Onun için, mektebli-ler Risâle-i Nur'a itirazsız, çekinmeyerek giriyorlar ve girmelidirler.
Fakat gizli münafıklar, nasılki bir kısım hocaları bütün bütün mânasız ve haksız bir tarzda ehl-i medresenin ve hocaların hakikî malı olan Risâle-i Nur aleyhinde istimâl ettikleri gibi, bazı felsefecilerin enaniyet-i ilmi-yelerini tahrik edip Nur'lar aleyhinde istimâl etmek ihtimaline binaen bu hakîkat "Asâ-yı Mûsa" ve "Zülfikâr" Mecmuaları başında yazılsa müna-sip olur.
S A İ D N U R S Î
Ses Yok