Zülfikar Risalesi | Giriş | 3
(1-3)
Aziz Sıddık Kardeşlerim
Evvela Risâle-i Nur’un makine ile ve şimdi umumi bir intibahla mer-kezdeki ehli vukufun takdiri ile, dairesi tam genişlenmesinden elbette her nevi ehli ilim dikkatle bakacaklar. Onların içinde bid’alar taraftarı ve enaniyetli ve müşkil-pesend ve tenkidci kısımları i’tiraza çalışa-caklar. Şimdi sizler üç esası onlara karşı bir cevap yaparsınız
Birinci Esas: Şimdi insanlarda kim varki, kusuru bulunmasın.Madem hasenat eğer seyyiata racih gelse affedilir. Elbette bu kadar ağır şerait altında, göz önünde, bu fevkalade hizmet-i imaniye ile, yüz binler biçareleri şüphelerden kurtarmak, öyle bir hasenedirki binler kusuratı affettirir.
İkinci Esas: Dersiniz ki kardeşimiz Said, yarım ümmi yazısı noksan çabuk yazamıyor. Yirmi sene gurbette, ekser münzevi ve tecrid içinde durmağa mecbur olmasıyla, elbette bazı sehivler ve kusurlar bulunabilir. Hatta üç dört gün içinde yalnız on iki saatte telif edilen zeylsiz Mu’cizât-ı Ahmediyenin (a.s.m) âhirinde demiş Hadiselerin ve râvilerin beyanında hatam varsa tashihini rica ediyorum, diye ilan ettiği halde, müstensihlerin sehivleri müstesna olarak, şimdiye kadar yalnız (16,61) bu ik rakamda elif sehven takdim edilip (on altı), (altmış bire) çevrildiğini bir Amerikalı misyoner İncil yohannada göstermiş.
Hem ehemmiyetli sebeplere binaen bir kısım Risâleler, çok Süratle yazılmış. Hatta on dakikada ve bir saatte, altı saatte ehemmiyetli risâleler te’lif, hatta katiplarin tasdikiyle, dört beş gün zarfında, zeylsiz mu’cizat-ı Kuraniye, Yirmi dört saat zarfında te’lif edilmiş. Elbette bâzı sehivler bulunabilir, ve hiçbir cihetle kusur sayılmaz.
Hem müstensihlerin çoğu Arabî okumadıklarından onların dahi sehivleri bulunur ve müellifine isnad edilir. Çünkü, bütün nüshaları o görmüyor. Ve bütününü kendi tashih etmek kabil değildir. Madem şimdi ehl-i ilim ve hocalar daireye giriyorlar. Büyük hayırlı tashihe yardım etmek onlara borçdur.
Üçüncü Esas: Mu’teriz ve hodfuruşlar diyebilirler ki Risâle-i Nur’da bilhassa Sikke-i Gaybiye risâlesinde Nurların kerametinden ve fevkalâde-liğinden ve pek çok kıymettarlığından bahs eden, çok fıkralar var. Bir insan faziletini izhar etse bir gösteriş olur. Makbul değil diye tenkid ettikleri zaman dersinizki:
- Ankarada ehl-i vukufun bu noktadaki hafif ve tasdikkârane ten-kidlerine said’in verdiği ve onlar dahi kabul ettikleri cevabın hülasası şudur:
Risâle-i Nur’un muhafazasına çalıştığı hakîkata bu memleket ve Alem-i İslam çok alakadar ve muhtaç olmasından biçare müellifine binler yar-dımcı ve katipler ve resmi teşvikler ve muavenetler lazım olduğu halde bilakis gayet insafsızca aleyhinde propaganda ve kardeşlerinin kuvve-i ma’neviyelerini kıracak zâlimane tedbirlere karşı elbette, Risâle-i Nur’un kıymetini ve kerametlerini beyan etmek vâcibdir ve elzemdir.
Bir tek aciz adam binler zalimlerin maddi hücumlarına karşı zaîf arkadaşlarını kaçmaktan kurtarmak niyetiyle keramet-i ilâhiye ve ğayet-i Rabbâniyeyi izhar etmek, değil bir kusur belki, büyük bir maslahattır.

Said Nursi

Bu mecmua büyük bir bahçedir.Her adam her mes’elesini elde edemez. Ne kadar bilse kardır. Baştaki kısımdan herkes ve nısf-ı âhirden ehl-i ilim, tam istifade edebilir.Bütününü bilemedim dese vaz geçme tekrar ile oku
Said Nursi
Ses Yok