Zülfikar Risalesi | Zülfikar Birinci Makamı | 133
(1-134)

Ve mevsimlerin tebdili ve gece ve gündüzün tahvili ve ihtilâfı gibi, azametli ve haşmetli tasarrufat ve icraat ve dehşetli ve hikmetli faaliyet ve Hallâkıyet ile, kendi Ulûhiyetini izhar ederek, o Ulûhiyete karşı îman ve teslim ve inkıyad ve itâat ettirmek.. ve her vakit iyiliği ve iyileri himaye ve fenalığı ve fenaları izâle ve semâvî tokatlarla zâlimleri ve yalancıları imhâ etmek cihetiyle, hakkaniyet ve adâletini göstermek isteyen perde arkasında birisi var. Elbette ve her halde O Gaybî Zât’ın yanında en sevgili mahlûku ve en doğru abdi; onun mezkûr maksadlarına tam hizmet ederek, hilkat-i kâinatın tılsımını ve muammasını hall ve keşfeden.. ve dâima o Hâlıkının nâmına hareket eden.. ve ondan istimdâd eden.. ve muvaffakıyet isteyen.. ve onun tarafından imdâda ve tevfika mazhar olan Muhammed-i Kureyşî (A.S.M.) denilen bu Zât olacak!..

Hem aklına dedi: Mâdem bu mezkûr dokuz hakîkatlar bu Zâtın sıdkına şehâdet ederler; elbette bu âdem, Benî-Âdem’in medâr-ı şerefi ve bu âlemin medâr-ı iftiharıdır. Ve O’na Fahr-i Âlem ve Şeref-i Benî-Âdem denilmesi pek lâyıktır. Ve O’nun elinde bulunan ferman-ı Rahmânî olan Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân’ın haşmet-i saltanat-ı ma’nevîyesinin nısf-ı Arzı istilâsı ve şahsî kemâlâtı ve yüksek hasletleri gösteriyor ki: Bu âlemde en mühim Zât budur, Hâlıkımız hakkında en mühim söz, O’nundur.

İşte gel bak: Bu hârika Zât’ın yüzer zâhir ve bâhir kat’i mu’cizelerinin kuvvetine ve dînindeki binler âlî ve esaslı hakîkatlarına istinaden bütün da’valarının esası ve bütün hayatının gayesi, Vâcibü’l-Vücûd’un vücûduna ve vahdetine ve sıfâtına ve esmâsına delâlet ve şehâdet ve O Vâcibü’l-Vücûd’u isbat ve i’lân ve i’lâm etmektir. Demek bu kâinatın bir manevî Güneşi ve Hâlıkımızın en parlak bürhanı, bu Habîbullah denilen Zât’tır ki; O’nun şehâdetini te’yid ve tasdik ve imza eden, aldanmaz ve aldatmaz üç büyük icma’ var:

Birincisi: “Eğer perde-i gayb açılsa yakînim ziyâdeleşmeyecek” diyen İmâm-ı Ali (R.A.) ve yerde iken Arş-ı A’zam’ı ve İsrâfil’in azamet-i heykelini temâşa eden Gavs-ı A’zam (K.S.) gibi keskin nazar ve gaybbîn gözleri bulunan binler aktab ve evliyâ-i azîmeyi câmi’ ve Âl-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm nâmiyle şöhret-şiar-ı âlem olan cemâat-ı nurânîyenin icma’ ile tasdikleridir.

İkincisi: Bedevî bir kavim ve ümmî bir muhitte, hayat-ı içtimâîyeden ve efkâr-ı siyasiyeden hâlî ve kitapsız ve fetret asrının karanlıklarında bulunan.. ve pek az bir zamanda en medenî ve malûmatlı ve hayat-ı içtimâîyede ve siyasiyede en ileri olan milletlere ve hükümetlere üstad ve rehber ve diplomat ve hâkim-i âdil olarak,

Ses Yok