Hem ferman etmiş ki:
deyip: “Şarktan garba kadar benim ümmetimin eline geçecektir. Hiç bir ümmet, o kadar mülk zabtetmemiş.” Haber verdiği gibi çıkmış.
Hem -nakl-i sahîh-i kat’i ile- Gazâ-i Bedir’den evvel ferman etmiş:
deyip, müşrik Kureyş reislerinin herbiri nerede katledileceğini göstermiş ve demiş: “Ben kendi elimle Übey İbn-i Halef’i öldüreceğim.” Haber verdiği gibi çıkmış.
Hem -nakl-i sahîh-i kat’i ile- bir ay uzak mesafede Şam etrafında, Mûte nam mevkideki gazve-i meşhurede muharebe eden Sahâbelerini görür gibi ferman etmiş:
deyip, birer birer hâdisatı ashabına haber vermiş. İki-üç hafta sonra Ya’lâ İbn-i Münebbih, meydan-ı harbden geldi; daha söylemeden, Muhbir-i Sâdık (A.S.M.) harbin tafsilâtını beyân etti. Ya’lâ kasem etti: “Dediğin gibi aynen öyle oldu.”
Hem -nakl-i sahîh-i kat’i ile- ferman etmiş:
deyip, Hazret-i Hasan’ın altı ay hilâfetiyle; Cihâr-ı Yâr-ı Güzin’in (Hulefa-yı Râşidîn’in) zamanı hilafetlerini