Hem ferman etmiş ki:
diye, “Bâgî bir tâife, Ammar’ı katledecek.” Sonra, Sıffîn Harbi’nde katledildi. Hazret-i Ali, onu Muaviye’nin taraftarları bâgî olduklarına hüccet gösterdi. Fakat Muaviye tevil etti. Amr İbn-ül Âs dedi: “Bâgî yalnız onun katilleridir, umumumuz değiliz.”
Hem ferman etmiş ki:
diye,
“Hazret-i Ömer sağ kaldıkça, içinizde fitneler zuhur etmez!” haber vermiş, öyle de olmuş.
Hem Sehl İbn-i Amr daha îmana gelmeden esîr olmuş. Hazret-i Ömer, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’a demiş ki: “İzin ver, ben bunun dişlerini çekeceğim. Çünkü o, fesahatiyle küffar-ı Kureyş’i harbimize teşvik ediyordu.” Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş ki:
diye, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın vefatı hengâmında olan dehşet-engiz ve sabırsûz hâdisede, Hazret-i Ebû Bekir-is-Sıddîk nasılki Medine-i Münevvere’de kemâl-i metanetle herkese teselli verip mühim bir hutbe ile sahâbeleri teskin etmiş.. aynen onun gibi: Şu Sehl; o hengâmda, Mekke-i Mükerreme’de aynı Ebû Bekir-is-Sıddîk gibi Sahâbeye teskin ve teselli verip, ma’lûm fesahatiyle Ebû Bekir-is-Sıddîk’ın aynı hutbesinin meâlinde bir nutuk söylemiş. Hatta iki hutbenin kelimeleri birbirine benzer.
Hem Sürâka’ya ferman etmiş ki:
diye, “Kisrâ’nın iki bileziğini giyeceksin! Hazret-i Ömer zamanında Kisrâ mahvedildi.. zînetleri ve şâhâne bilezikleri geldi; Hazret-i Ömer Sürâka’ya giydirdi. Dedi:
ihbâr-ı Nebevîyi tasdik ettirdi.
Hem ferman etmiş ki: