Zülfikar Risalesi | Yedinci Lema | 4
(1-11)

Ve   öile istikbâlde en mühim bir fitnenin vukuu hazırlanırken kemâl-i merhamet ve şefkatinden İslâmlar içinde kan dökülmemek için ruhunu feda edip teslim-i nefs ederek Kur’ân okurken mazlûmen şehid olmasını tercih eden Hazret-i Osman’ı da haber verdiği gibi,

saltanat ve hilâfete kemâl-i liyakat ve kahramanlıkla girdiği halde ve kemâl-i zühd ve ibâdet ve fakr ve iktisadı ihtiyar eden ve rükû ve sücudda devamı ve kesreti herkesce musaddak olan Hazret-i Ali’nin (R.A.) istikbâldeki vaziyetini ve o fitneler içindeki harbleriyle mes’ul olmadığını ve niyeti ve matlûbu Fazl-ı İlâhî olduğunu haber veriyor.

ALTINCISI:

fıkrası, iki cihet ile ihbar-ı gaybîdir.

Birincisi: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm gibi ümmî bir zâta nisbeten gayb hükmünde olan Tevrattaki evsaf-ı sahabeyi haber veriyor. Evet Tevratta –On Dokuzuncu Mektub’da beyân edildiği gibi– âhirzamanda gelecek Peygamberin Sahabeleri hakkında Tevratta bu fıkra var: “Kudsîlerin bayrakları beraberlerindedir.” Yâni O’nun sahabeleri ehl-i taat ve ibâdet ve ehl-i salâhat ve velâyettirler ki, o vasıfları “kudsîler” yâni “mukaddes” ta’biriyle ifade etmiştir. Tevratın pek çok ayrı ayrı lîsanlara tercüme edilmesi vâsıtasiyle o kadar tahrifat olduğu halde, şu Sûre-i Fethin    hükmünü müteaddid Âyâtiyle tasdik ediyor.

İkinci cihet ihbar-ı gaybî şudur ki:  fıkrasiyle ihbar ediyor ki: “Sahabeler ve Tâbiînler, ibâdette öyle bir dereceye gelecekler ki, ruhlarındaki nurânîyet, yüzlerinde parlıyacak ve cebhelerinde kesret-i sücuddan hasıl olan bir hâtem-i velâyet nev’inde alınlarında sikkeler görünecek.” Evet, istikbâl bunu vuzuh ile ve kat’iyyet ile ve parlak bir sûrette isbat etmiştir. Evet, o kadar acib fitneler ve dağdağa-i siyaset içinde, gece ve gündüzde Zeyne’l-Âbidin gibi bin rek’at namaz kılan ve Taus-u Yemenî gibi, kırk sene yatsı abdestiyle sabah namazını eda eden çok mühim pek çok zâtlar, sırrını göstermişlerdir.

Ses Yok