İSMAİL HAKKI UZUNÇARŞILI
Ord.Prof.İsmail Hakkı Uzunçarşılı, l888'de İstanbul'da doğdu. l927-l950 yılları arasında milletvekilliği yaptı. Osmanlı tarihiyle alâkalı çok değerli eserleri vardır. l977'de vefat etti.
"Bediüzzaman'ı sormaya gittim"
l977 yılında Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı'yı Topkapı Sarayı arşiv dairesinde çalışırken buldum.
Kendisi gibi iki yaşlı ilim adamıyla birlikte, arşiv dairesinde vesikalar üzerinde çalışıyorlardı. Arşiv kataloğunu hazırlıyorlarmış.
Sessiz kütüphanede Osmanlının yaptığı hizmetlerin, el yazması eserlerin, henüz kataloğunun hazırlanması bitmemişti.
Aynı çalışmalar Başbakanlık Arşivinde de yapılıyormuş. Bu konu ile ilgili bir arkadaş, aynı tempo ile çalışmakla sadece Başbakanlık Arşivindeki vesikaların tanzimi ve kataloğunun hazırlanması ancak ikiyüz sene sonra tamamlanabilecekmiş, diye anlatıyordu.
Yaşlı birtarihçi olan İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlıların son devrinden kalma bir zat olduğuna göre, Bediüzzaman Said Nursî'yi mutlaka tanırdı. Bu sebeple kendisinden Bediüzzaman'ı sormaya gitmiştim.
Kendilerine önce Bediüzzaman'ın hayatıyla alâkalı çalışmalarımdan anlattım ve bilgi verdim.
Geniş ilminden, yüksek zekâsından sitayişle bahsederlerdi
Gerçek bir ilim adamı centilmenliği ile dinledi. Uzun yaşına rağmen hafıza, dimağ ve zihni mükemmeldi. Sadece kulağı zor işitiyordu.
Dikkatle dinledi. Bahsimizle alâkalı olarak bana şu bilgileri verdi:
"Üniversitenin Mercan tarafındaki kapısından sık sık geçerdim. Mercan İdadisinde talebeydim. O günlerde kendisini Beyazıt'ta görürdüm. Arkasında kendini koruyan muhafızları ve fedâileri vardı. Bu dediğim II. Meşrutiyet yıllarıydı. Genç, uzun boylu, gür bıyıklı ve yakışıklı bir kimse midi. Bediüzzaman diye anılıyordu.
"Biz küçük ve talebeydik. Kendisi, devrin tanınmış uleması ile görüşürdü. Güzel bir adamdı. Allah rahmet eylesin...
"Ben talebe olduğum için Kütüphane-i Umumi'ye gider gelirdim. Bediüzzaman da oraya kahvehaneye gelirdi. Bu şekilde bir çok defalar görmüştüm. Fakat küçük olduğumdan konuşamadım.
"O zamanki hatıram olarak şunu da söyleyeyim: Bediüzzaman'ın ilminden, faziletinden bahsederlerdi. Ben de kulak misafiri olarak bulunur ve dikkatle dinlerdim. Kendisinin arkadaşları büyük âlimlerdi, teması hep onlarla olurdu.
"Mercan, o devirde en büyük liseydi. Çiftesaraylar'daki bu lisede okuyordum. Şöhreti çok yaygındı.Said-i Kürdî derlerdi.
"Geniş ilminden, yüksek zekâsından sitayişle bahsederlerdi.
"Ben ayrı sahada yetiştiğim için eserlerini okuyamadım.
Ord.Prof.Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı ile olan sohbetimize değer yaşlı kütüphaneci ilim adamları da kulak misafiri olup, arada-sırada iştirak ediyorlardı.
Topkapı Sarayınınn sessiz-sakin arşivinden mezkûr tesbit ve hatıralarla ayrıldım.