HÜSREV ALTINBAŞAK
l899'de Isparta'da doğdu. l977'de İstanbul'da vefat etti. Bediüzzaman'la birlikte, Eskişehir, Denizli ve Afyon hapislerinde beraber bulundu.
Görüşmek kısmet değilmiş
Hüsrev Altınbaşak'ı müteaddit defalar ziyaret edip, görüşme teşebbüslerinde bulunduğum halde, görüşememiştik. Daha doğrusu kabul etmemişti, reddetmişlerdi. "Yazdığım Kur'ân çıktığı zaman ilerde görüşürüz" diye tehir etmişti.
Demek kısmet değilmiş.
Son olarak vefatından tam on beş gün önce, yine Kanarya yokuşlarını tırmanarak, Hayrat Vakfına gidip, görüşmek ve hatıralarını tesbit etmek istemiştim. Olmadı, olamadı.
Hayrat Vakfının merdivenlerinden yalvarırcasına ayrılışımın iki şahidi var :
Arkadaşım Cemal Uşşak ve Hüsrev Altınbaşak'ın yakın talebesi Kuleönlü Said Efendi...
Bu ayrılıştan on beş gün sonra, ebediyete gitti. Allah rahmet eylesin.
"Hüsrev Altınbaşak kaç doğumlu" diye sormuştum. Said Efendi'ye "l3l5" diye cevap vermişti.
Milâdî takvime göre l899, yani yetmiş sekiz yaşında Rahmet-i Rahmana kavuştu.
Said Efendi'ye, "Kimin vefat edeceğini Allah bilir, ama normal olarak Hüsrev Abi artık son günlerini yaşıyor, gel sen beni onunla görüştür. O'na soracaklarım var. Hatıralarını Şâhitler'in Dilin de yazmak istiyorum" demiştim. Fakat bütün çabalarımıza rağmen, Said Efendi oralı olmadı.
Her neyse..
"Isparta hayatımı Hüsrev yazsın"
Emirdağ Lahikalar'ında Üstad Bediüzzaman'ın şu sözü de soracaklarım arasındaydı:
"Kastamonu hayatımı Mehmet Feyzi yazsın, Isparta hayatımı ise Hüsrev yazsın!"
Kastamonu'da Mehmet Feyzi Pamukçu'ya sormuştum:
"Üstadın arzusunu yerine getirdiniz mi? Yani Kastamonu hayatını yazdınız mı?"
"Hayır" diye cevap vermişti. Ama gecenin saat birine kadar, tam dört saat hatıralarını anlatmıştı.
Hüsrev Ağabeye de aynı suali soracaktım. Olmadı, olamadı.
Kendilerini hiç görememiştim.
Yalnız bir gece rüyamda görmüştüm. Güzel, sevinçli bir hali vardı. Kendisi anlatıyor, ben de not alıyordum. Hatıralarını yazıyordum. Sadece rüyada kaldı, dünyada olmadı.
Isparta kahramanlarından, Risale-i Nur'un hizmetkârlarından birisiydi. En müşkül ve karanlık günlerde Nur Risalelerine hizmet etmişti. Yüzlerce Risaleyi bir matbaa gibi çoğaltmıştı. Güzel bir hatta sahipti, Tevafuklu Kur'ân-ı Kerim'i dokuz defa yazdığını söylüyorlardı.
Üstad Bediüzzaman'la birlikte Eskişehir, Denizli ve Afyon zindanlarında kalmıştı.
27 Mayıs ihtilâlinden sonra Isparta'da, l2 Mart Muhtırasından sonra da Eskişehir'de aylarca hapis yattı.
Evli idi. Fakat hanımından boşanmıştı. Bir kızı bulunmaktadır.
Nur Risalelerinin bir çok yerinde isminden ve hizmetlerinden sitayişle bahsedilmektedir. Birçok mektupları ve fıkraları vardır.
Allah rahmet eylesin..