Son Şahitler | Eskişehir Şâhitleri | 4
(1-9)

İSMAİL DOYUK

1927'de Bursa'da doğdu. Evlâd-ı fatihadandır, Üsküp göçmenlerindendir. İslâm mecmuasında mesul müdürlük de yapmış, bir Nur talebesidir.

 

"Üstadı Sebilürreşad'dan duydum"

İsmail Doyuk'un, Üstad Bediüzzaman'a olan mensubiyetini sohbetlerimiz sırasında, Mehmed Fırıncı Ağabeyden duyardım. Çalışmalarım sırasında Kıbrıs Nur Talebelerinden Hizber Hikmetağalar'ın merhum Âtıf Ural ile birlikte yazdıkları mektuplarını ve imzalarını görmüştüm.

Bir Bursa gezimiz sırasında, Doyuk'un yuvasına misafir olduk. Anlatmaya başladı:

"l947 yıllarında Üstadı duymuş ve eserlerini aramıştım. Daha sonra Balıkesir'e öğretmen olduğum zaman Nur'ları okunurken dinlemiştim. Üstadı Sebilürreşaad'dan da görüp okuyordum. Kemal Ural'la beraber Ankara'da askerlik yapmıştım. Ayrıca Ahmed Atak (Hatiboğlu) ile de Ankara'da tanışmıştım.

"Nur câmiası ile ilk temaslarım böyle başlamıştı.

"1952 yazında Eskişehir Yıldız Otelinde üstadı ilk defa ziyaret edip elini öptüm. Vakit sabah namazından sonraydı. Bana dua etti, ders verdi. Üzerimde yedek subay elbisesi vardı. Sonra Bursa'ya yerleştim.

"l952'de nöbetçi olmadığım günlerde Akşehir Palas ve Reşadiye Otellerine devam ediyordum. Üç yüzbaşımız vardı. Bunlar bana tedbirli ve temkinli olmamı, takip altında olduğumu söylemişlerdi. Bunun üzerine, Üstadın ziyaretlerini sivil olarak devam etmeye başlamıştım. Gençlik Renberi mahkemesinin ikinci celcesi Şubat 1952'de olmuştu. Ben de mahkemeyi takip ettim. Büyük kalabalık vardı. Ahmet Atak da oradaydı. Atak'la Üstadın koluna girdik. O zaman adliyeye bugünkü Sirkeci Postanesinin sol kapısından girilip çıkılıyordu.

 

Necip Fazıl'ın Üstadı ziyareti

"Akşehir Palas'a gitmiştim. Mehmed Fırıncı 'Yukarıda Necip Fazıl var, o çıksın, biz girelim' dedi. Necip Fazıl çıkınca biz yukarıya, Üstadın odasına çıktık. Üstad, Mehmed Fırıncı'yı sorarak, yağla undan bahsetti. Yeşildirek'te olan Mehmed Fırıncı'ya haber verdim."

Hatıranın burasında Mehmed Fırıncı şunları ilâve etti:

"Yağla unu götürmüştüm üstada, üstad 'Bizim memlekette yağla unu kavururlar, sen de öyle yap' dedi. Ben de ondan yaptım. Sonra Üstad sevinçle Abdurrahman'ın tarihçesini ve üzerindeki resmi gösterdi, görüp görmediğimi sordu. Ben de ilk defa görüyordum."

 

Sandık sandık kitap

Yine İsmail Doyuk devam etti:

"Mustafa Sungur, Samsun mahkûmiyeti sırasında eşyalarını Ankara'da bana bırakmıştı.

"Demiryollarında vazife yaparken Isparta'dan sandık sandık kitaplar hep bana gelirdi. O zamanlar Mamak'ta oturuyorduk. Gelen kitapları, mektupları, hizmet malzemelerini kullanırdık. Daha sonraki senelerde Üstadı Isparta ve Emirdağ'ında da ziyaret etmiştim."

Ses Yok