Son Şahitler | Isparta Şâhitleri(II) | 45
(1-47)

YUSUF KERVANCI

 

Yusuf Kervancı Nur kervanının mensuplarından bir ebed yolcusudur. Barla eşrafındandır. Nur risalelerinden Yirmi Sekizinci Sözün, cennet bahsinin yazıldığı bahçenin sahibidir. Sekiz sene Bediüzzaman'a hiç gücendirmeden hizmet eden ve Üstadın sıddık ünvanını verdiği Süleyman Kervancı'nın büyük oğludur.

Yusuf Kervancı'nın Barla'da, Yokuşbaşı Mahallesinde, Üstadın medresesinin karşısındaki evde dünyaya gelişini ve ilk günlerini annesi Memnune Kervancı şöyle anlatmaktadır:

senesinin Ağustos sonlarında Ayşe ve Huriye gibi dört kızdan sonra bir oğlum dünyaya gelmişti. Çeşme başında kadınlar 'Çınar ağacına tuğ dikildi' diye sevinçle konuşmuşlardı. Üstad 'Bu sesler nedir?' diye sorduğu zaman bizim bey (Sıddık Süleyman Kervancı) 'Bir oğlumuz oldu' diyerek, doğumu Üstada haber vermiştik. Üstad, 'Fesübbanallah, ben tam Sûre-i Yusuf'u okuyordum. İsmini ben koyacağım' diye buyurmuş. Kocam, 'Bir haftalık oldu, getireyim mi?' diye sorunca, Üstad, 'Yok, ben on beş günlük olunca çağırırım' demiş. On beş günlük olunca kundakladım, alıp Üstada götürdü. Üstad kıbleye döndü, ezan okudu ve ismini Yusuf olarak koydu. Bizim evden gözüküyordu, biz de bakıyorduk. Üstadın dershanesinin karşısında soldan dördüncü ev bizim evimizdir.

"Üstadın zaman zaman çamaşırını yıkar, çorap ve elbiselerini yamalardım."

Bediüzzaman'ın bizzat ismini koyduğu bahtiyar simalardan, sıddıkların evlâdı Yusuf Kervancı, bize babasının el yazısı, Üstaddan tashihli eserlerle birlikte şu bilgileri verdi:

"Bize Barla'da lâkap olarak Türdüler derlerdi. Dedelerim, Barla'dan İstanbul'a kervancılık yaptıkları için, soy ismimizi Kervancı olarak aldık.

"Askerden Isparta'ya geldiğimde, Üstada cübbe ve çay getirmiştim. Asker olduğum için hediyemi kabul etmişti. Başımdaki bere de hoşuna gitmişti. 1950'den sonra Barla'ya geldiği zaman Mustafa Çavuş'un kızı Zekiye yemek göndermişti. Üstad yemeği çok buldu, önce yirmi beş kuruş verdi, sonra elli kuruş daha gönderdi. Yemeğin yarısından fazlasını da geri verdi. Daha sonraları ise Üstadı Ankara Beyrut Palas Otelinde ziyaret etmiştim."

Ses Yok