Prof. Dr. İBRAHİM CANAN
Harran Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi Dekanı
1940'da Konya'nın Ermenek kazasının Küçükkarapınar köyünde doğmuştur. Uzun yıllar Paris'te tahsil yapmış, sahasında kıymetli eserleri bulunmaktadır.
1959'un sonunda Ankara'da Beyrut Palas Otelinde Bediüzzaman'ı ziyaret etmiş, merdivenlerde talebeleriyle birlikte resmini çekmiştir.
"Üstadı ziyaretim"
"Üstad Bediüzzaman 1959 senesinin son günlerinde 31 Aralık'ta, Ankara'ya gelmiş, Beyrut Palas Otelinin 37 numaralı odasında kalmıştı.
"İlk zaman fazla gelen ziyaretçilerden dolayı çok tehacüm olmuştu. Bu günlerde müsait bir vakti bekleyip, o vakitte Üstadı ziyaret edip, ellerini öpmek istiyordum.
"O zaman Üstad lavaboya çıkmıştı. İşte, Üstadı ilk defa o zaman görmek saadetine ermiştim. Daha sonra otelden çıkarken de ziyaret etmiştim. Otele eski DP milletvekillerinden Dr. Tahsin Tola gelmişti. Üstadın büyük bir gayesi olan tevafuklu Kur'ân-ı Kerimin basılması için arzusu vardı. Üstad kendisine çok iltifat edip, Kur'ân'ın basılması için Dr. Tahsin Tola'ya tam âyetler sayısınca 6666 lira verdi. Her âyete bir lira mukabil oluyordu. Dr. Tahsin Tola'nın başını okşayıp, teveccüh edip, dualar etti.
"Zübeyir'in yerine kabul ettim"
"İşarâtü'l-İcaz basılırken tashih işlerinde çalışmıştık. Basılan formaları Senirkentli Hüseyin Aşçı ile Üstada gönderiyorduk. Hem de selâmlarımızı götürüyordu. Daha evvel de Üstad, Said Özdemir Ağabeye benim için 'Ben onu Zübeyir'in (Gündüzalp) yerine kabul edip dua ediyorum' demişti.
"Hasan Okur, şimdi ilâhiyat profesörü olan Günay Tümer ve Said Özdemir, Üstadın etrafında Beyrut Palas Otelinden iniyorlardı. Said Özdemir Ağabeyin de işareti üzerine, tam merdivenlerde iken resimlerini çektim.
"Hüseyin Aşçı tashihler için Isparta'ya sık sık gider gelirdi. Son defasında Isparta'da tashihleri verirken, Üstad taksi ile bir yere gidiyormuş, 'Seni taksiye bindirmek isterdim, ama şimdi acele işim var, hemen gideceğim. Yalnız seni Ankara'da taksiye bindireceğim' demiş. Hüseyin Aşçı bize bu hadiseyi anlatmıştı. Aradan epey zaman geçtikten sonra Üstad Ankara'ya gelmişti. Taksi ile Ankara'da giderken Ulus'ta Hüseyin Aşçı'yı görürler ve taksiye alırlar. Bunu Hüseyin Aşçı aynen anlatmıştı.
"Hüseyin Aşçı çok gayretli ve çalışkan, Senirkentli bir Nur talebesiydi. Ben Ankara'ya ilk geldiğim zaman onların yanında kalmıştım. O zaman Mesnevî-i Nuriye basılıyordu, kendisi bu iş için matbaaya gidip geliyordu. Nihayet kitap basıldı, çıktı. Kendisi de parasını vererek bir kitap satın aldı. Halbuki kitabın basılmasında emeği çok fazla idi. Onun bu hali, o zaman, bende çok büyük tesir yapmıştı, çok hayretler ve takdirler içinde kalmıştım. Bu meseleyi hatırladıkça halen de düşünürüm. Demek Allah rızası yolunda ihlâs zerre gibi küçük de olsa, aslında güneş gibidir."