büyük bir cinayet eyledim ki; bu dehşetli mahkemeye girdim!..
YARI CİNAYET: Şöyle ki: Daire-i İslâm’ın merkezi ve rabıtası olan nokta-i hilâfeti elinden kaçırmamak fikriyle ve sâbık sultan merhum Abdülhamid Han Hazretleri, sâbık içtimaî kusuratını derk ile nedamet ederek kabul-ü nasihata istidad kesbetmiş zannıyla ve "Aslah tarîk, musalâhadır" mülahazasıyla, şimdiki en çok ağraz ve infiâlâta mebde ve tohum olan bu vukua gelen şiddet suretini daha ahsen surette düşündüğümden, merhum Sultan-ı sâbık’a, ceride lisanıyla söyledim ki:
"Münhasif Yıldız’ı dâr-ül fünun et, tâ Süreyya kadar â’lâ olsun! Ve oraya seyyahlar, zebânîler yerine, ehl-i hakikat melâike-i rahmeti yerleştir; tâ cennet gibi olsun! Ve Yıldız’daki milletin sana hediye ettiği servetini, milletin baş hastalığı olan cehaletini tedavi için büyük dinî darülfünunlara sarf ile millete iade et ve milletin mürüvvet ve muhabbetine itimad et. Zira senin şahane idarene millet mütekeffildir. Bu ömürden sonra sırf âhireti düşünmek lâzım. Dünya