rağbetine karşı maatteessüf sed çektiler. Bu seddi çekenler, ref etmelidirler. Vatan namına rica olunur.
Ey Paşalar, Zabitler! Bu onbir buçuk cinayetin şahidleri binlerle adamdır. Belki, bazılarına İstanbul’un yarısı şahittir. Bu onbir buçuk cinayetin cezasına rıza ile beraber, onbir buçuk sualime de cevab isterim. İşte bu seyyiatıma bedel bir hasenem de var. Söyleyeceğim:
Herkesin şevkini kıran ve neş’esini kaçıran ve ağrazlar ve taraftarlıklar hissini uyandıran ve sebeb-i tefrika olan ırkçılık cemiyat-ı avamiyeyi teşkiline sebebiyet veren ve ismi meşrutiyet ve mânâsı istibdad olan ve ittihad ve terakki ismini de lekedar eden buradaki şube-i müstebidaneye muhalefet ettim.
Herkesin bir fikri var. İşte sulh-u umumî, aff-ı umumî ve ref’-i imtiyaz lâzım. Tâ ki biri bir imtiyaz ile, başkasına haşerât nazarıyla bakmakla nifak çıkmasın. Fahr olmasın, derim: Biz ki hakikî müslümanız. Aldanırız, fakat aldatmayız. Bir hayat için, yalana tenezzül etmeyiz. Zira biliyoruz ki: