Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 35
(6-173)

Buna kıyâsen, memleket dahi bir hânedir ve vatan dahi bir millî ailenin hânesidir. Eğer îman-ı âhiret bu geniş hânelerde hükmetse, birden samimi hürmet ve ciddî merhamet ve rüşvetsiz muhabbet ve muavenet ve hilesiz hizmet ve muaşeret ve riyasız ihsan ve fazilet ve enâniyetsiz büyüklük ve meziyet o hayatta inkişafa başlarlar.

Çocuklara der: “Cennet var, haylazlığı bırak.” Kur’ân dersiyle temkin verir.

Gençlere der: “Cehennem var, sarhoşluğu bırak.” Aklı başlarına getirir.

Zâlime der: “Şiddetli azab var, tokat yiyeceksin.” Adâlete başını eğdirir.

İhtiyarlara der: “Senin elinden çıkmış bütün saadetlerinden çok yüksek ve dâimî bir uhrevî saadet ve taze, bâki bir gençlik seni bekliyorlar. Onları kazanmağa çalış.” Ağlamasını gülmeye çevirir.

Bunlara kıyâsen cüz’î ve küllî herbir tâifede hüsn-ü te’sirini gösterir, ışıklandırır. Nev’-i beşerin hayat-ı içtimâîyesiyle alâkadar olan içtimâîyyun ve ahlâkiyyunların kulakları çınlasın! İşte îman-ı âhiretin binler fâidelerinden işâret ettiğimiz beş-altı nümûnelerine sâirleri kıyas edilse kat’i anlaşılır ki; iki cihanın ve iki hayatın medâr-ı saadeti yalnız îmandır.

* * *


Ses Yok