Sözler | Birinci Söz | 15
(5-15)

İşte Rahmet seni, ey insân! O Müstağni-i Alelıtlakın ve Sultan-ı Sermedînin huzuruna çıkarır ve O’na dost yapar ve O’na muhatâb eder ve sevgili bir abd vaziyetini verir. Fakat nasıl sen Güneşe yetişemiyorsun; çok uzaksın; hiçbir cihetle yanaşamıyorsun; fakat Güneşin ziyâsı Güneşin aksini, cilvesini, senin âyinen vasıtasıyla senin eline verir. Öyle de: O Zât-ı Akdese ve O Şemsi Ezel ve Ebede biz çendan nihayetsiz uzağız, yanaşamayız. Fakat Onun ziyâ-i Rahmeti Onu bize yakın ediyor.

İşte ey insân! Bu Rahmeti bulan, ebedî tükenmez bir hazîne-i Nur buluyor. O hazîneyi bulmasının çaresi: Rahmetin en parlak bir misâli ve mümessili ve o Rahmetin en belîğ bir lisânı ve dellâlı olan ve Rahmeten-lil-âlemîn ünvânıyla Kur’anda tesmiye edilen Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın sünnetidir ve tebaiyetidir. Ve bu Rahmeten-lil-âlemîn olan Rahmet-i mücessemeye vesîle ise: Salâvattır. Evet Salâvatın mânâsı Rahmettir. Ve o zîhayat mücessem Rahmete rahmet duası olan Salâvat ise, o Rahmeten-lil-âlemînin vusûlüne vesiledir. Öyle ise sen Salâvatı kendine, o Rahmeten-lil-âlemîne vesile yap ve o Zâtı da Rahmet-i Rahmân’a vesîle ittihaz et. Umum ümmetin Rahmeten-lil-âlemîn olan Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında hadsiz bir kesretle Rahmet mânâsıyla Salâvat getirmeleri, Rahmet ne kadar kıymettar bir hediye-i İlâhiyye ve ne kadar geniş bir dairesi olduğunu parlak bir sûrette isbat eder.

Elhâsıl: Hazîne-i Rahmetin en kıymettar pırlantası ve kapıcısı Zât-ı Ahmediyye Aleyhissalâtü Vesselâm olduğu gibi, en birinci anahtarı dahi: dir. Ve en kolay bir anahtarı da Salâvattır.


Səs yoxdur