Sözler | Onuncu Söz | 106
(48-119)
Zeylin İkinci Parçası

[Baştaki Âyetin mu’cizâne işaret ettikleri dokuz tabaka berahin-i Haşriyyeye dair “Dokuz Makam” dan “Birinci Makam”:]


olan fıkradaki ferman-ı haşre dair buradaki gösterdiği bürhân-ı bâhirî ve hüccet-i katıası beyân ve izah edilecek inşâallah. (Hâşiye)

Hayatın Yirmisekizinci hassasında beyân edilmiştir ki: Hayat, îmanın altı erkânına bakıp isbat ediyor. Onların tahakkukuna işaretler ediyor. Evet, mâdem bu kâinatın en mühim neticesi ve mâyesi ve hikmet-i hilkatı hayattır. Elbette o hakikat-ı âliyye; bu fâni, kısacık, noksan, elemli hayat-ı dünyeviyyeye münhasır değildir. Belki, hayatın, yirmidokuz hassasiyle mâhiyetinin âzameti anlaşılan şecere-i hayatın gayesi, neticesi ve o şecerenin âzametine lâyık meyvesi; hayat-ı ebediyyedir ve hayat-ı uhreviyyedir ve taşıyla ve ağacıyla, toprağıyla hayatdar olan dâr-ı saâdetteki hayattır. Yoksa, bu hadsiz cihâzât-ı mühimme ile techiz edilen hayat şeceresi, zîşuur hakkında, husûsan insân hakkında meyvesiz, faidesiz, hakikatsız olmak lâzım gelecek ve sermâyece ve cihâzâtça serçe kuşundan, meselâ, yirmi derece ziyâde ve bu kâinatın ve zîhayatın en mühim, yüksek ve ehemmiyetli mahlûku olan insân; serçe kuşundan saâdet-i hayat cihetinde, yirmi derece aşağı düşüp, en bedbaht, en zelil bir bîçâre olacak...


Hâşiye: O makam daha yazılmamış ve hayat mes'elesi haşre münase-beti için buraya girmiş. Fakat hayatın âhirinde kader rüknüne işareti pek ince ve derindir.

Səs yoxdur