Sözler | Onuncu Söz | 95
(48-119)

Îmanın bir kutbunu gösteren bu Semâvî Âyât-ı Kübrânın ve Haşri isbat eden şu kudsî berâhin-i uzmânın bir nükte-i ekberi ve bir hüccet-i a’zamı; bu “Dokuzuncu Şuâ”da beyân edilecek. Lâtif bir İnayet-i Rabbâniyyedir ki; bundan otuz sene evvel Eski Said, yazdığı tefsir mukaddemesi “Muhâkemât” nâmındaki eserin âhirinde; “İkinci Maksad: Kur’anda haşre işaret eden iki âyet tefsir ve beyân edilecek.



deyip durmuş. Daha yazamamış.


Halik-ı Rahîm’ime delail ve emarat-ı Haşriyye adedince şükür ve hamd olsun ki: Otuz sene sonra tevfik ihsan eyledi. Evet bundan dokuz on sene evvel o iki âyetten birinci âyet olan


ferman-ı İlâhînin iki parlak ve çok kuvvetli hüccetleri ve tefsirleri bulunan Onuncu Söz ile Yirmidokuzuncu Söz’ü in’âm etti. Münkirleri susturdu. Hem, îman-ı haşrînin hücum edilmez o iki metin kal’asından, dokuz ve on sene sonra ikinci âyet olan başta mezkûr âyât-ı ekberin tefsirini bu risâle ile ikram etti. İşte bu Dokuzuncu Şuâ’; mezkûr âyâtıyla işaret edilen “Dokuz Âlî Makam” ve bir ehemmiyetli “Mukaddime”den ibarettir.


* * *
Səs yoxdur