Sözler | YirmiAltıncı Söz | 477
(463-479)
Üçüncü Hatveye:

âyeti işaret ediyor.


Dördüncü Hatveye:


âyeti işaret ediyor.


Şu Dört Hatvenin kısa bir izahı şudur ki:

Birinci Hatvede:


âyeti işaret ettiği gibi, Tezkiyye-i nefs etmemek. Zira: İnsân, cibilliyeti ve fıtratı hasebiyle nefsini sever. Belki, evvelâ ve bizzât yalnız zâtını sever, başka herşeyi nefsine fedâ eder. Mâbud’a lâyık bir tarzda nefsini medheder. Mâbud’a lâyık bir tenzih ile nefsini meâyibden tenzih ve tebrie eder. Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabûl etmez. Nefsine perestiş eder tarzında şiddetle müdafaa eder. Hattâ fıtratında tevdi edilen ve Mâbud-u Hakikî’nin hamd ve tesbihi için ona verilen cihazât ve istidadı, kendi nefsine sarfederek



sırrına mazhar olur. Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir. İşte şu mertebede, şu hatvede tezkiyesi, tathiri: Onu tezkiye etmemek tebrie etmemektir.


İkinci Hatvede:


dersini verdiği gibi: Kendini unutmuş, kendinden haberi yok. Mevti düşünse, başkasına verir. Fena ve zevali görse, kendine almaz ve külfet ve hizmet makamında nefsini unutmak, fakat ahz-ı ücret ve istifâde-i huzuzât makamında nefsini düşünmek, şiddetle iltizâm etmek, nefs-i emmârenin muktezasıdır. Şu makamda tezkiyesi, tathiri, terbiyesi; şu hâletin aksidir. Yâni nisyan-ı nefs içinde nisyan etmemek. Yâni huzuzât ve ihtirasatta unutmak ve mevtte ve hizmette düşünmek...

Üçüncü Hatvede:


dersini verdiği gibi: Nefsin muktezası, daima iyiliği kendinden bilip fahr ve ucbe girer.

Səs yoxdur