Sözler | Lemeât | 720
(691-746)

Çevirmenin sür’ati yapar bir lem’a-i nur, daire-i nuranî. Hakaik-i nisbiyye vazifesi, dünyada taneler sünbül olur.

Kâinatın çamuru, revâbıt-ı nizâmı, alâik-ı nakşını odur teşkil ediyor. Âhirette bu nisbî emirler orada hakaik olur.

Hararette merâtib, ona olmuştur sebeb tahallül-ü bürudet.

Hüsündeki derecat kubhun tedâhülüdür. Sebeb, illet oluyor.

Ziyâ zulmete borçlu, lezzet eleme medyun; sıhhat, marazsız olmaz. Cennet olmazsa belki Cehennem tâzib etmez. Zemherîrsiz olmuyor... Ger zemherir olmazsa, o da ihrak edemez.

O Hallâk-ı Lemyezel, halk-ı ezdad içinde hikmetini gösterdi. Haşmeti etti zuhur...

O Kadîr-i Lâyezâl, cem’-i ezdad içinde iktidarı gösterdi. âzamet etti zuhur. Mâdem o kudret-i İlâhî lâzıme-i zâtî olur

O Zât-ı Ezelî’ye, hem zarure-i nâşie, onda zıddı olamaz, acz tahallül edemez, onda merâtib olamaz, herşeye nisbeti bir, hiç bir şey ağır olmuyor.

O kudretin ziyâsına Güneş mişkât olmuştur. Bu mişkâtın nuruna deniz yüzü âyine, şebnemlerin gözleri birer mir’at olmuştur.

Denizin geniş yüzü, gösterdiği güneşi çin-i cebînindeki katreler de gösterir şebnemin küçük gözü yıldız gibi parlıyor.

Aynı hüviyet tutar; şebnem, deniz bir olur güneşin nazarında, kudreti tanzir eder; şebnemin gözbebeği küçücük bir güneştir.

Şu muhteşem güneş de küçücük bir şebnemdir; gözbebeği bir nurdur ki şems-i kudretten gelir, o kudrete kamer olur.

Semâvat bir denizdir; bir nefes-i Rahmân’la çin-i cebînlerinde mevcelenip, katarat ki nücum ve hem şümustur.

Kudret tecelli etti, o katarata serpti nurânî lemaâtı. Herbir güneş bir katre, herbir yıldız bir şebnem, herbir lem’a timsaldir.

O feyz-i tecellînin küçücük bir aksidir o katre-misâl güneş. Eder mücellâ camını o lümey’a zücâce dürri-misâl parlıyor

O şebnem-misâl yıldız lâtif gözü içinde, bir yer yapar lem’aya, lem’a olur bir sirac, gözü olur zücâce, misbahı nurlanıyor.

• • •
Səs yoxdur