Tarihçe-i Hayat | Beşinci Kısım - Denizli Hayatı | 426
(399-452)

Bayramınızı tekrar tebrikle beraber, sûreten görüşmediğimize teessüf etmeyiniz. Bizler hakîkaten dâima beraberiz. Ebed yolunda da inşâallah bu beraberlik devam edecek. Îmanî hizmetinizde kazandığınız ebedî sevablar ve ruhî ve kalbî faziletler ve sevinçler, şimdiki geçici ve muvakkat gamları ve sıkıntıları hiçe indirir kanaatındayım. Şimdiye kadar, Risâle-i Nur şâkirdleri gibi, çok kudsî hizmette çok az zahmet çekenler olmamış. Evet Cennet ucuz değil! İki hayatı imha eden küfr-ü mutlaktan kurtarmak, bu zamanda pek çok ehemmiyetlidir. Bir parça meşakkat olsa da, şevk ve şükür ve sabırla karşılamalı. Mâdem bizi çalıştıran Hâlıkımız Rahîm ve Hakîmdir; başa gelen herşey’i rıza ile, sevinç ile, rahmetine, hikmetine îtimad ile karşılamalıyız.

SAİD NURSÎ


* * *

BU DEF’AKİ KÜÇÜK MÜDAFAATIMDA DEMİŞTİM

Risâle-i Nur’daki şefkat, hakîkat, hak, bizi siyasetten menetmiş. Çünkü; ma’sûmlar belâya düşerler, onlara zulmetmiş oluruz. Ba’zı zâtlar bunun îzahını istediler. Ben de dedim:

Şimdiki fırtınalı asırda, gaddar medeniyetten neş’et eden hodgâmlık ve asabiyet-i unsuriye ve umûmî harpten gelen istibdâdât-ı askeriye ve dalâletten çıkan merhametsizlik cihetinde öyle bir eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdâdât meydan almış ki, ehl-i hak, hakkını kuvvet-i maddiye ile müdafaa etse, ya eşedd-i zulüm ile, tarafgirlik bahânesiyle çok biçâreleri yakacak, o hâlette o da azlem olacak veyahud mağlûb kalacak. Çünkü, mezkûr hissiyatla hareket ve taarruz eden insanlar, bir-iki adamın hatasiyle yirmi-otuz adamı, âdi bahânelerle vurur, perişan eder. Eğer ehl-i hak, hak ve adalet yolunda yalnız vuranı vursa, otuz zâyiata mukabil yalnız biri kazanır, mağlûb vaziyetinde kalır. Eğer mukabele-i bilmisil kaide-i zâlîmanesiyle, o ehl-i hak dahi bir ikinin hatasiyle yirmi-otuz biçâreleri ezseler, o vakit, hak nâmına dehşetli bir haksızlık ederler.

Səs yoxdur