Tarihçe-i Hayat | Sekizinci Kısım - Isparta Hayatı | 696
(612-740)

Hem de, muaraza halinde olan Şarkla Garbı barıştırıyor. İttihad-ı İslâmı meydana getirmek için çalışan ehl-i İslâma yegâne çâenin Risâle-i Nur olduğu mütehassıs zatlar tarafından kabul ve tasdik edilmektedir. Hem, bugünkü dünyadaki ihtilâfları halledecek olan; aklen, fikren terakki etmiş yirminci asır insanlarına hak ve hakîkatı anlatabilecek yepyeni bir ilmî keşfiyatı ve bir teceddüdü Amerika’da, Avrupa’da husûsan Almanya’da, taharri eden cereyanlar meydana gelmiş; eğer idrak edebilirler ve görebilirlerse, işte Risâle-i Nur Külliyatı... Nitekim bu hakîkatın idrak edilmeye başlandığını gösteren emâreler bahtiyar Alman Milleti içinde görülmektedir. (Hâşiye)

Eski zaman Garp feylesoflarının çözemedikleri ve yeni zaman feylesoflarının da: “Felsefe henüz bunu halledememiştir” dedikleri düğümler, Risâle-i Nur’da, Kur’ânın feyziyle keşf ve halledilerek aklen ve mantıkan ispat edilmiştir. Şarkın dâhî hükemâlarının kırk sahifede anlatmaya çalıştıkları müşküller, Risâle-i Nur’un bir sahifesinde veciz bir şekilde ifade edilmiştir.

Bediüzzaman’ın 1935 senesinde idam edilmek üzere verildiği Ağırceza Mahkemesindeki müdafaatından bir iki cümle: “Risâle-i Nur sönmez, söndürülemez. Risâle-i Nur, söndürülmek için üflendikçe parlayan bir nurdur. Risâle-i Nur, tılsım-ı kâinatın muammasını keşf ve halleden bir keşşaftır.”

Hem, haşr-i cismanî meselesinde, hükemadan İbni Sîna gibi, meşhur bir dâhînin, “Haşir naklîdir, îman ederiz; akıl bu yolda gidemez” dediği bir hakîkat, Risâle-i Nur’da, hem umumun istifade edebileceği emsalsiz bir tarzda Kur’ânın feyziyle aklen ispat edilmiştir.

Dalâlet-alûd Avrupa feylesoflarının ve sapkın talebelerinin ba’zı müteşabih Âyât-ı Kerîme ve Ehadîs-i Şerifenin zâhirî ma’nalarını anlamayarak yaptıkları kasıtlı i’tirazlara, Risâle-i Nur’da aklen, mantıkan cevaplar verilerek, o Âyetlerin ve o Hadîslerin birer mu’cize oldukları isbat edilmiştir. Böylelikle de, bu zamanda fen ve felsefeden gelen dalâlet ve şüpheleri Risâle-i Nur kökünden kesmiştir. Risâle-i Nur bunu yaparken de müsbet bir usûl takip etmiştir.


Hâşiye: Avrupada hıristiyanlar içinde bir tek kasabada altmış beş adet sarıklı genç Nur Talebesinin çıkması, bunun bir nümûnesidir.

Səs yoxdur