Meyve Risalesi | Yedinci Mesele | 36
(35-59)

Ve Denizli hapsindeki Risale-i Nur Şâkirdlerinin ve sâbıkan Altıncı Mes’eleyi okuyanların arzuları ile, âhiret rüknünün dahi bir hülâsasının beyanı lâzım geldi. Ben de Risale-i Nur’dan bir kısacık hülâsa ile derim:

Nasıl ki: Altıncı Mes’elede biz Hâlikımızı Arzdan, semavattan sorduk; onlar fenlerin dilleri ile güneş gibi Hâlikımızı bize tanıttırdılar. Aynen biz de âhiretimizi başta O bildiğimiz Rabbimizden, sonra Peygamberimizden, sonra Kur’anımızdan, sonra sair Peygamberler ve mukaddes kitaplardan, sonra melâikelerden, sonra kâinattan soracağız.

İşte, birinci mertebede âhireti Allah’tan soruyoruz. O da bütün gönderdiği elçileriyle ve fermanlariyle ve bütün isimleriyle ve sıfatlariyle: "Evet âhiret vardır ve sizi oraya sevk ediyorum." ferman ediyor. Onuncu Söz, oniki parlak ve kat’i hakikatlar ile bir kısım isimlerin âhirete dair cevaplarını isbat ve izah eylemiş. Burada, o izaha iktifâen gayet kısa bir işaret ederiz:

Evet, madem hiçbir saltanat yoktur ki, o saltanata itaat edenlere mükâfatı ve isyan edenlere mücâzatı bulunmasın.

Ses Yok