Meyve Risalesi | Yedinci Mesele | 37
(35-59)

Elbette Rubu-biyyet-i Mutlaka mertebesinde bir Saltanat-ı Sermediyyenin, o saltanata îmân ile intisab ve tâat ile fermanlarına teslim olanlara mükâfatı; ve o izzetli saltanatı, küfür ve isyanla inkâr edenlere de mücâzâtı, o Rahmet ve Cemale, o İzzet ve Celâle lâyık bir tarzda olacak diye Rabbü’lÂlemin ve Sultanü’ddeyyan isimleri cevap veriyorlar.

Hem mâdem güneş gibi, gündüz gibi, zemin yüzünde bir umumi rahmet ve ihâtalı bir şefkat ve kerem gözümüzle görüyoruz. Meselâ: O rahmet, her baharda umum ağaçları ve meyveli nebatları; Cennet hûrileri gibi giydirip, süslendirip, ellerine her çeşit meyveleri verip, bizlere uzatıp "Haydi alınız, yeyiniz." dediği gibi; bir zehirli sineğin eliyle bizlere şifalı, tatlı balı yedirdiği ve elsiz bir böceğin eliyle en yumuşak ipeği bizlere giydirdiği gibi, bir avuç kadar küçücük çekirdeklerde, tohumcuklarda binler batman taamları bizim için saklayan ve ihtiyat zahiresi olarak o küçücük depolarda yerleştiren bir rahmet, bir şefkat; elbette hiç şüphe olamaz ki, bu derece nâzeninâne beslediği bu sevimli ve minnettarları ve perestişkârları olan mü’min insanları îdam etmez.

Ses Yok