Meyve Risalesi | Onuncu Mesele | 119
(101-129)

iki cihanın en parlak bir güneşi olduğuna ve bu hârika makama liyâkatına dair pek çok hüccetleri ve emâreleri, kat’i bir surette Risale-i Nur’da isbat edilmiş.Binden birisi şudur ki:

اَلسَّبَبُ كَاْلفَاعِلِ düsturiyle : Bütün ümmetinin, bütün zamanlarda işlediği hasenâtın bir misli O’nun defter-i hasenatına girmesi ve bütün kâinatın hakikatlerini, getirdiği nur ile nurlandırması, değil yalnız cin ve insi ve meleği ve zîhayatları, belki kâinatı ve semâvatı ve arzı minnettar eylemesi ve istidad lisaniyle nebâtâtın duaları ve ihtiyac-ı fıtrî diliyle hayvanatın duaları, gözümüz önünde bilfiil kabûl olmasının şehadetiyle milyonlar, belki milyarlar fıtrî ve reddedilmez duaları makbûl olan sulehâyı ümmeti her gün o Zâta (Aleyhisselâtü Vesselâm) salât ve selâm ile rahmet duaları; ve mânevî kazançlarını en evvel o Zâta (A.S.M.) bağışlamaları ve bütün ümmetçe okunan Kur’an’ın üçyüzbin hurufunun, herbirisinde on sevaptan tâ yüz, tâ bin hasene ve meyve vermesinden yalnız kıraat-ı Kur’an cihetiyle defter-i a’mâline hadsiz nurlar girmesi haysiyetiyle, o Zâtın(A.S.M.) şahsiyet-i mâneviyesi olan hakikat-ı Muhammediye (A.S.M.), istikbalde bir şecere-i tûba-i cennet hükmünde olacağını AllâmülGuyub bilmiş ve görmüş. O makama göre,

Ses Yok