dehşetli bir şerden aynı tarihle, kurtulmalarına ve haklarındaki imha plânının akim bırakılmasına remzen haber verir; mânen: "İstiâze ediniz!" emreder gibi bir remz verir.
Hem meselâ: cümlesi –şedde sayılmaz, bin üçyüz altmış bir (1361) ederek bu emsalsiz harbin merhametsiz ve zâlimane tahribatına Rumî ve Hicrî tarihiyle parmak bastığı gibi; aynı zamanda bütün kuvvetleriyle Kur’an’ın hizmetine çalışan Nur Şâkirdlerinin geniş bir imha plânından ve elîm ve dehşetli bir belâdan ve Denizli hapsinden kurtulmalarına tevâfukla, bir mânayı remzî ile onlara da bakar. "Halk’ın şerrinden kendinizi koruyunuz." gizli bir îma ile der.
Hem meselâ: cümlesi –şeddeler sayılmaz, bin üçyüz yirmisekiz (1328) adediyle bu umumî harbleri yapan ecnebi gaddarların, hırs ve hased ile bizdeki Hürriyet İnkılâbının Kur’an lehindeki neticelerini bozmak fikri ile,