Elhüccetüz Zehra | Elhüccetüz Zehra | 65
(5-97)

Bu fıkra, irade-i İlâhîyenin delillerinden pekçok küllî hüccetleri ihtiva eden birtek küllî ve uzun delildir. Meâlinin kısa bir tercümesi içinde irade ve ihtiyar ve meşiet-i İlâhîyeyi gâyet kat’i isbat eden bir delili beyân ederiz. Hem ilm-i İlâhînin bütün mezkûr delilleri, aynen iradenin dahi delilidir. Çünkü, her masnu’da ilim ve iradenin beraber cilveleri, eserleri görünüyor.

Bu Arabî fıkranın kısaca meâli:

Yâni, herşey onun irade ve meşietiyle olur. İstediği olur, istemediği olmaz. Her ne isterse yapar. İstemezse, hiçbir şey olmaz. Bir hüccet şudur: Görüyoruz ki, bu masnuatın herbiri muayyen zâtı, mahsus sıfatı, ayrı husûsi mahiyeti, mümtaz farikalı sûreti, hadsiz imkânat ve başka tarzlarda olabilir, teşvişçi ihtimalât içinde, neticesiz çok yollarda ve sel gibi akan ve karıştıran ve birbirine zıt unsurların müdahaleleri içinde ve sehiv ve iltibasa sebebiyet veren ve birbirine benzeyen emsâlleri içinde bu karmakarışık hallere karşı,

Ses Yok