İçtihat Risalesi | İçtihat Risalesi | 33
(2-53)

Elhâsıl: Zaruriyat-ı diniye mahfazaları olan elfâz-ı kudsiye-i İlâhî-yenin yerine hiçbir şey ikame edilemez ve yerlerini tutamaz ve vazifelerini göremez. Ve muvakkat ifade etseler de; dâimî, ulvî, kudsî ifade edemezler.

Amma nazariyat-ı diniyenin mahfazaları olan elfâzlar ise, değiştirilmeye lüzum kalmaz. Çünkü: Nasihat ile ve sâir tedris ve talim ve va’z ile o ihtiyaç mündefi’ olur.

Elhâsıl: Lîsan-ı nahvî olan lîsan-ı Arabînin câmiiyeti ve elfâz-ı Kur’âniyenin i’cazı öyle bir tarzdadır ki, kabil-i tercüme değildir! Belki “muhaldir” diyebilirim. Kimin şübhesi varsa, i’caza dâir Yirmi Beşinci Söz’e müracaat etsin. Tercüme dedikleri şeyler ise, gayet muhtasar ve nâkıs bir meâldir. Böyle meâl nerede; hayatdar, çok cihetlerle teşa’ub etmiş âyâtın hakîki ma’naları nerede?

Ses Yok