Tarihçe-i Hayat | İkinci Kısım - Barla Hayatı | 161
(150-214)
Risale-i Nur’un Te’lifi ve Neşri

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri öyle müşkül ve ağır vaziyetler altında Risâle-i Nur külliyatını te’lif ediyor ki, tarihde hiçbir ilim adamının karşılaşmadığı zorluklara ma’rûz kalıyor. Fakat, sönmiyen bir azim irade ve hizmet aşkına malik olduğu için; yılmadan, yıpranmadan, usanıp bıkmadan, bütün kuvvetini sarfederek emsalsiz bir sabır ve tahammül ve feragat-ı nefs ile, bu millet ve memleketi komünizm ejderinden, mason âfâtından, dinsizlikden muhafaza edecek -eden ve etmekte olan- ve Âlem-i İslâmı ve beşeriyeti tenvir ve irşadda büyük bir rehber olan bu harikulâde Risâle-i Nur eserlerini meydana getiriyor. Yüz otuz parça olan Risâle-i Nur Külliyatının te’lifi, yirmi üç senede hitama eriyor. Nur Risâleleri, şiddetli ihtiyaç zamanında te’lif edildiğinden, her yazılan risâle, gâyet şifalı bir tiryak ve ilâç hükmünü taşıyor ve öyle de te’sir edip pek çok kimselerin ma’nevî hastalıklarını tedavi ediyor.

Risâle-i Nuru okuyan herbir kimse; güya o risâle kendisi için yazılmış gibi bir hâlet-i ruhiye içinde kalarak büyük bir iştiyak ve şiddetli bir ihtiyaç hissederek mütalâa ediyor. Nihayet öyle eserler vücûda geliyor ki; bu asır ve gelecek asırların bütün insanlarının îmanî, İslâmî, fikrî, ruhî, kalbî, aklî ihtiyaçlarına tam cevab verecek ve kâfi gelecek Kur’ânî hakîkatlar ihsan ediliyor.

Risâle-i Nur, Kur’ân-ı Hakîmin hakiki bir tefsiridir. Âyetler, sırasiyle değil; devrin ihtiyacına cevab veren îmanî hakîkatları mübeyyin Âyetler tefsir edilmiştir.

Tefsir iki kısımdır: Biri, Âyetin ibaresini ve lâfzını tefsir eder; biri de, Âyetin ma’na ve hakîkatlarını îzah ile isbat eder. Risâle-i Nur, bu ikinci kısım tefsirlerin en kuvvetlisi ve en kıymetdarı ve en parlağı ve en mükemmeli olduğu, ehl-i tahkik ve tetkikten binlercesinin şehadetiyle ve tasdikiyle sabittir.

Risâle-i Nurun te’lifi ve neşriyatı, şimdiye kadar misli görülmemiş bir tarzdadır. Bediüzzaman Said Nursî, kendi eliyle risâleleri yazıp teksir edecek derecede bir yazıya malik değildir; yarım ümmîdir. Bunun için kâtiblere sür’atle söyler ve süratle yazılır. Günde bir iki saat te’lifatla meşgul olarak on, on iki ve bir iki saatte yazılan harika eserler vardır.

Üstad Bediüzzamanın te’lif ettiği risâleleri, talebeler, elden ele ulaştırmak sûretiyle müteaddid nüshalar yazarlar, yazılan nüshaları müellifine getirirler. Müellif, müstensihlerin yanlışlarını düzeltir. Bu tashihatı yaparken, eserin aslı ile karşılaştırmadan kontrol eder. Şimdi de yirmi beş otuz sene evvel telif ettiği bir eseri tashih ederken aslına bakmaz.

Yazılan risâleleri; etraf köylerden ve kazalardan gelenler, büyük bir merak ve iştiyakla alıp gidiyorlar ve el yazısiyle neşrediyorlardı.

Üstad Bediüzzaman, Kur’ân’dan başka hiçbir kitaba müracaat etmeden ve te’lifat zamanında yanında hiçbir kitab bulunmadan Nur Risâlelerini te’lif etmiştir.

Merhum Mehmed Âkif’in:

Doğrudan doğruya Kur’ândan alıp ilhamı,

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı.

Dinle
-