Üstad Said Nursî, Afyon Hapsinden tahliye edildikten sonra, yanındaki talebeleriyle beraber Emirdağ’a gitti. İki sene kadar Emirdağ’da kaldı. 1371 yılının Muharrem ayında Eskişehir’e geldi ve bir buçuk ay kadar Yıldız Otelinde ikâmet etti. Üstadın bu gelişi ma’nidar idi. 1950 ye kadar nefyedildiği mahallerden, hiçbir yere çıkmamıştı, esasen çıkmasına müsaade edilmemişti. Çok zaman, yakın bir köye dahi gidemiyordu.
Üstad, Eskişehir’de, müştak talebeleri ile görüşmüş, Risâle-i Nurun yeni ve taze meyveleri olan genç Nur Talebeleri ile konuşmuş, bir derece hayat-ı içtimaiye ile alâkadar olmuştu. Orada her sınıf halktan talebeleri kesretle bulunduğu gibi, askerler içinde, bilhassa havacılardan pek çok Nur Talebeleri vardı. Bunların her birisi îmanlı ve yüksek ahlâk sahibi olup, şecaat-ı milliye-i İslâmiye ile serefrâz, ihlâslı, kalpleri muhabbet-i Nebeviye ve cihan-değer hizmet-i İslâmiye ve vataniye ile meşbu kimselerdi.
Bir müddet sonra, Üstad, Eskişehir’den Isparta’ya gitti ve yetmiş gün kadar orada kaldı. Bu sırada, İstanbul’daki faal talebeleri, “Gençlik Rehberi” ni tab’ettirmişler, bu yüzden Üstad aleyhine dava açılmış ve Üstad, mahkeme için İstanbul’a çağrılmıştı.
Üstad, Isparta ve İstanbul’da iken, “Nur Âleminin Bir Anahtarı” ismiyle neşredilen Tevhid hakkındaki bahisleri yazmış ve mektub olarak talebelerine göndermişti ki bu bahisler çok kıymettar birer tevhid hazinesi hükmündedir.