Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 212
(1-445)
131- «Nübüvvetin düsturlarından »
Risalede yeri: Sözler sh: 541
Me'hazler: (Not: Aynı bu ifade ve metin ile senedli bir hadîs bulunamadı, daha doğrusu ben bulamadım. Amma Taç Kitabı ile Tefsir Ruh-ul Beyan'da senedsiz olarak aynısı geçmektedir ki: "Ahlâk-ı hasene, Allah'ın büyük ahlâklarındandır." Ve "İnsanların Hâlikı, ahlâk-ı hasene ile muamele eder." meâlindeki hadîsler de bu hükme bakmaktadır.
Ayrıca Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) fermanıyla; kendisinin Peygamber olarak gönderilmesinin en büyük gayelerinden birisi; insanları iyi ahlâka irşad etmek ve ahlâk-ı haseneyi gösterip ders vermektir.
İşte bu hadîsler ve daha benzeri mânalardaki hadîslerin neticesi olarak; "Nübüvvetin düsturlarından olan "Allah'ın ahlâkıyla ahlâklanınız!" hükmü ve sihhati kendiliğinden ortaya çıkmış olur.
Mezkûr hadîslerden bazılarının me'hazleri şöyledir: Tirmizî El-Birr 55; Daremî 2/232; Müsned-i Ahmed 3/5, 152, 158, 177, 228 ve 236; Et-Tergib Vet-Terhib - Menzerî 3/406 ve 407; El-Feth-ül Kebir 1/72, 2/324 (buraya kadarki me'hazlerde hadîsleri geçmektedir.)
Amma Tefsir-i Ruh-ul Beyan - Burusevî 3/283, 4/388 ve 471, 5/471'de, Et-Tac 1/13 Mukaddemesinde lafzıyla kayıdlıdır; keza Nevadir-ül Usûl - Hâkim-i Tirmizî sh: 357 ve 365'de "Cenab-ı Hakk'ın yüz onyedi ahlâk-ı hasenesi bulunduğunu, bunlardan birisi ile muttasıf olan bir mü'minin Cennet'e gireceğini.." diye hadîs-i şerif olarak nakletmiştir.
132- «Nübüvvetin düsturlarından »
(Bu söz ve hüküm, bir hadîsin öz metni değildir. Amma kâinatın yaratılış hakikatından Kur'an-ı Kerim ve Ehadîs-i Nebeviye'nin müşterek hüküm ve düsturlarından alınmış, İlm-i Kelâm ve Usûl-üd Dinin bir düsturudur. Aynı tarzda izahı, İlm-i Kelâm kitaplarında vardır.)
Risalede yeri: Sözler sh: 542; El-Mesneviy-ül Arabî sh: 118; Tercüme Mesnevî (Abdülkadir) sh: 94
Me'hazler: El-İktisadü Fil-İ'tikad - İmam-ı Gazalî sh: 48, 52; Şerh-ül Mevakıf - Seyyid Şerif Cürcanî 1/186
133- «Levh-i Mahfuz-u A'zam veya Levh-i Ezelî...»
(Not: Bu ta'rifler, Risale-i Nur'un bir çok yerlerinde geçer ve bahsi yapılır.)
Risalede yeri: Sözler sh. 549 ve diğer risaleler...
Me'hazler: Levh-i Mahfuz-u A'zam'ın hakikat-ı vücudu evvelâ Kur'anın nassıyla sâbittir ve (Büruc Sûresi âyet: 22) Bu âyetin tefsirinde çok hadîsler kaydedilmiştir. Meselâ: Tefsir Ed-Dürr-ül Mensur 6/335'de şu hadîs:
Ve keza Müsned-i Ahmed bin Hanbel 4/431; El-Havî Lil-Fetavî - Suyutî 2/545; Delâil-ün Nübüvve Beyhakî 2/381; El-Bidaye Ve-n Nihaye - İbn-i Kesir 1/14; Kenz-ül Ummal 4/160, 6/151; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 12/2511 gibi me'hazlerde Levh-i Mahfuz hakkında bir çok hadîs-i şerifler nakledilmiştir.
Kaydedilmiş olan hadîsin meâli: Resulullah (A.S.M.) ferman buyurmuş: "Cenab-ı Hakk'ın bir levhi vardır ki, iki yüzünden birisi yakuttandır. İkinci yüzü ise, yeşil zebercettendir. Kalemi ise sırf nurdur. O levhada yaratılan ve yaratılacak olanlar yazılıdır ve daha Allah'ın meşieti ne ise, her gün ve gece o levhada işler yapılır."
134- Mi'racın bir kaç saatlik müddeti binler seneyi ihtiva ettiği... ve Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) Mi'racdan dönüşü, bir an içinde gerçekleştiği...
R.Nur'daki metin: «Mi'acın uzun mesafesiyle, in ifade ettiği mesafesizliği sırrıyla, hem Resul-i Ekrem (A.S.M.)'ın gitmesinde çok mesafeyi tayyederek gitmesi ve ân-ı vâhidde yerine gelmesi.»
Ve «Hadîs'te denilmiş: "Bir anda dönmüş gelmiş."» Ve «Bast-ı zaman sırrııyla çok seneler hükmünde olan bir kaç dakikalık zaman-ı Mi'rac...»
Risalede yeri: Sözler sh: 562; Mektubat sh: 306; Lem'alar sh: 17
Me'hazler: (Not: Asıl mevzuumuz, Resul-i Ekrem'in Mi'rac'dan dönüşü bir an içinde olması mes'elesidir. Yoksa Mi'rac'ın pek çok sahih hadîslerle rivayet eedilmiş mütevatir olan mes'elesi değildir. Mi'rac hakkında gelen bütün hadîsler, urûc keyfiyetini tafsilen beyan ederlerken, dönüşü hakkında fazla bir izah yoktur. Hem Hazret-i Üstad'ın "Hadîste denilmiş, bir anda dönmüş, gelmiş" ifadesinin aynısını sarihan beyan eden bir hadîs bulamadım. Fakat birkaç hadîs-i şerifde "Ümm-ü Hanî (R.A.) Resulullah benim evimde yatsı namazını kıldı ve yattık. Sonra fecirde bizi sabah namazına uyandırdı ve bana Mi'racını haber verdi." Ümm-ü Seleme'nin (R.A.) hadîsi de buna yakın bir tarsdadır. Şifa-i Şerif'teki bir hadîste ise: "Bir anda kendimi Mekke'de gaşy içinde müstağrak olarak buldum." diyor.
Mezkûr rivayetlerin me'hazleri: El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/439 ve 444; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/190 ve 192
135- «Ehl-i Cennet, mahşerden Cennet bağlarına kısa bir zamanda uçmaları...»
(Not: Hadîslerde Sırat Köprüsünden mü'minlerin geçiş durumlarını da aynı zamanda ifade ederler.)
Risalede yeri: Sözler sh: 566
Me'hazler: Sahih-i Buharî 8/147; Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek 2/122; Cem'-ül Fevaid 2/750 ve 758 ve daha geniş me'hazler için bak: Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 265
Zabıt şekli: Ez-Zühd - İbn-ül Mübarek'in hadîsi:
Mahşer yerinden Cennet'e kadar olan mesafe beşyüz seneden fazla olduğu hakkında bir çok sahih hadîslerin var olduğu malûmdur. Ayrıca bunların me'hazlerini vermeye gerek yoktur.
Kaydedilen hadîsin meâli: "İnsanlar kıyamet gününde Sırat'tan geçişleri iman ve amellerine göredir. Meselâ birisi göz açıp kapama sür'atinde geçebildiği gibi, bazıları da, altmış okun sür'atinde geçer. Bir kısmı da sür'atli olan kuş çabukluğunda geçtiği gibi, bir kısmı da sür'atli at koşusu gibi geçerler. Yine bazıları insan koşusu gibi Sırat'ı geçebileceği gibi, bir kısmı da normal yürüyüş ile geçerler. En âhir derecesi, diz üstü emekliye emekliye geçme tarzındadır."
Ses Yok