Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 215
(1-445)
146- «Şakk-ı Kamer hâdisesinde Kureyş müşrikleri: "Eğer sair taraflardaki kervanlar da görmüşlerse doğrudur. Yoksa, Muhammed bize sihir etti." demişler. Sonra sabahleyin Yemen ve başka taraflardan gelen kafileler ihbar ettiler ki: "Böyle bir hâdiseyi gördük." Sonra küffar, Fahr-i Âlem (A.S.M.) hakkında, -hâşâ- "Yetim-i Ebu Talib'in sihri, semaya da te'sir etti" dediler.»
Risalede yeri: Sözler sh: 587; Mektubat sh: 208
Me'hazler: Feth-ül Barî - İbn-i Hacer 7/145; El-Bidaye Ve-n Nihaye - İbn-i Kesir 3/119; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 2/266 6e 268 ve Tefsir-i Ruh-ul Beyan - Burusevî 5/127 gibi kısa mevzuda hadîs kitaplarından bir çok me'hazler verilebildiği halde kısa kestik.
Zabıt şekli: Feth-ül Barî'deki hadîs:
Meâli: Mugîre, Ebi-d Duha'dan rivayet etmiş ki: Kamer, Peygamber'in zamanında ikiye bölündü. Kureyş kâfirleri dediler ki: "Bu bir sihirdir, İbn-i Ebi Kebşe (yani Peygamberimiz'in o zamanki ünvanı) sizi sihirledi. Bu durumda gelen kafilelere bakıp sorunuz. Eğer onlar dahi bu hâdiseyi gördüklerini söyleseler, o zaman doğrudur." Râvi der: "Vaktaki sağdan soldan kafileler Mekke'ye geldi, onlara sordular, hepsi de Kamer'in ikiye bölündüğünü gördüklerini haber verdiler."
147- «Nass-ı kat'î ile dalâlet üzerine icma'ları vâki' olmayan ümmet-i Muhammediye (A.S.M.)»
Risalede yeri: Sözler sh: 589; Mektubat sh: 210
Me'hazler: Nazm-ül Mütenasir Fil-Hadîs-il Mütevatir sh: 180; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 12/13623 ve 13624, 17/665, 666 ve 667; El-Kâmil Fid-Duafa' - İbn-i Ady 3/1307 ve sair hadîs kitaplarının buna dair me'hazleri için bak:
Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 63
Zabıt şekli: Nazm-ül Mütenasir Kitabından Tirmizî'nin hadîsi:
Ve Ebu Davud'un hadîsi: ...
Meâli: Hazret-i Üstad'ın Türkçe olarak yazdığı aynı meâlde olduğu için, başka bir şey yazmaya gerek duymadım.
148- «Haşrin umuma imanı ve marifeti farz olan mertebesi: İnsanlar öldükten sonra, ruhları başka makamlara gider. Cesedleri çürüyor, fakat insanın cesedinden bir çekirdek, bir tohum hükmünde olacak "Acb-üs zeneb" tabir edilen küçük bir cüz'ü baki kalıp, Cenab-ı Hak onun üstünde cesed-i insanîyi haşirde halkeder, onun ruhunu ona gönderir.»
Risalede yeri: Sözler sh: 614, 615 ve daha sair Risalelerde varsa...
Me'hazler: (Not: Bu mes'eledeki "Acbüzzeneb" hakkında gelen hadîslerin me'hazlerini 129 no.lu kısımda vermişiz. Ayrıca bu hüküm ve ifade bu metniyle, tek bir hadîsin zahirî ibaresi de değildir. Amma âyet ve hadîslerin bu hususa dair netice-i hükümleridir. Fukaha-i Kiram da bunu böyle tertib ve tedvin etmişlerdir. Akide kitaplarında faslında izahıyla mevcuddur. Nümune için sadece İmam-ı Azam'ın (R.A.) "Fıkh-ul Ekber" Şerh-i Aliyy-ül Karî Eseri sh: 20'ye bakılmasını tavsiye ederiz.
149- «Cennet'te bir dakika rü'yet-i cemal-i İlahî, bütün Cennet lezaizine fâiktir, onları unutturur.»
Risalede yeri: Sözler sh: 625 ve daha sair risalelerdeki aynı hüküm...
Me'hazler: (Not: Mutlak olarak rü'yet-i cemal-i İlahî hakkında gelen hadîsler mütevatirdir. Bak: Nazm-ül Mütenasir Fil-Hadîs-il Mütevatir sh: 155)
Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 3/305-306, Suyutî Hazretleri tefsirinde rü'yet-i cemal-i İlahî hakkında elli kadar hadîs nakletmiştir; İhya-u Ulûm-id Din 4/543'de, Sahih-i Müslim'den nakledilmiş, bu hususta en mühim bir hadîs; El-Havî Lil-Fetavî - Suyutî 2/398, kadınlara da rü'yet-i cemal-i İlahî müyesser olacağı hakkındaki hadîs...
Kıyamet günü, mahşer meydanında ilk rü'yet-i cemal-i İlahî hakkındaki hadîs me'hazleri: Sahih-i Buharî Mevakıf 16, 26; Ebu Davud Sünnet 19; Tirmizî Cennet 16; Müsned-i Ahmed 4/11 ve 12
Cennet'teki rü'yet ile, mahşerdeki rü'yet ayrı ayrı tecellilerdir. Cennet'teki tecelli; şefkat, kerem, ihsan, cemal ve lütuf tecellisidir. Mahşerdeki tecelli ise; adl ve adalet ve celal tecellisidir.
Zabıt şekli: İhya-u Ulûm'un Sahih-i Müslim'den naklettiği hadîs:
Meâli: Suheyb (R.A.)'dan nakil, demiş ki: "Resulullah (A.S.M.) âyetini okudu ve dedi ki: "Vaktaki, Cennet ehli Cennet'e ve Cehennem ehli de Cehennem'e girdiler, bir münadi, yani bir dellâl çağıracaktır ki: "Ey Ehl-i Cennet! Sizin için Allah'ın yanında bir va'd vardır, onu şimdi yerine getirmek istiyor." Ehl-i Cennet sorarlar: "Nedir o va'd? Bizim daha isteyeceğimiz ne kaldı ki? Amel defterlemizin hayırlı tarafı ağır gelmedi mi, Allah bizim yüzümüzü ak etmedi mi ve bizi Cennetine koymadı mı? Bizi Cehennem'den kurtarmadı mı?.." Resulullah (A.S.M.) buyurdu: "İşte tam bu sırada, Cenab-ı Allah perdeyi kaldırır, ehl-i
Cennet Allah'ın cemaline bakarlar. Bu rü'yet-i cemal kadar ehl-i Cennet'in yanında daha sevgili hiçbir şey yoktur."
Ses Yok