Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 218
(1-445)
162- «Veysel Karanî'nin münâcatı:
Risalede yeri: Sözler sh: 652; Mektubat sh: 241; Hizb-ül Hakaik-ın Nuriye Delâil-ün Nur sh: 136
Me'hazler: Mecmuat-ül Azhab - Şeyh Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî 2/288
Bu hususta me'hazler için başka araştırma yapmadım. Mecmuat-ül Ahzab'da bulunan Veysel Karanî'nin bu münâcatı, Bediüzzaman Hazretlerinin çoğu zaman okuduğu ve Rahmet-i İlahiye dergâhında vesile ittihaz etmiş olduğu bir münâcattır.
163- «On iki seyyare yıldızlar...»
Risalede yeri: Sözler sh. 672 ve daha Nur'un bir çok yerlerinde aynı hüküm geçmektedir.
Me'hazler: (Not: İslâm âlimleri, seyyare yıldızlar için (yani Güneş Sistemi olan yıldızlar için) eskidenberi kimisi yedi tane, kimisi dokuz tanedir diye söylemişler. Fakat Hazret-i Üstad, Risale-i Nur'da her zaman o yıldızlar için on iki seyyare diye hükmeyler. Bunun bir hikmeti veyahut asıl me'hazi ise, Sûre-i Yusuf'un baş tarafındaki âyettir ki; Yusuf Aleyhisselâm, vahiy olan meşhur rü'yasını babasına naklettiğinde meâlen: "Ey baba, ben gördüm ki onbir yıldız, ay ve güneş bana secde ediyorlardı." ifadesiyle bu seyyar yıldızların oniki tane olduğunun işaretini vermektedir.)
Bu hususta Astronomi ilmi, bu gerçeği yeni yeni göstermesi bir yana.. ekser tefsirler, mezkûr âyetin tefsirinde bu yıldızlar hakkında Peygamber'den gelen rivayetlerle tesbitini yapmışlardır. Meselâ: Ed-Dürrül Mensur - Suyutî 4/4
Zabıt şekli: Bu âyetin tefsirinde bir çok hadîs rivayetlerini nakletmesi yanında, bilhassa şu hadîs çok mühimdir: "Said İbn-ül Mensur, Bezzar, Ebu Ya'lâ, İbn-i Cerir, İbn-ül Menzer, İbn-i Ebi Hatem, Akilî,
İbn-i Hibban "Ed-Duafa" eserinde ve Ebu-ş Şeyh, İmam Hâkim-i Nisaborî (sıhhatine hükmederek), İbn-i Merdeveyh ve Ebu Nuaym ile İmam-ı Beyhakî ikisi de "Delâil-ün Nübüvve" eserlerinde sahabî-i celil Hazret-i Câbir bin Abdullah (R.A.) dan tahric ederek şöyle rivayet etmişlerdir:
"Bostanî isminde bir yahudi, Peygamber'e gelerek demiş ki: "Yusuf'un rüyasında, kendisine secde eden onbir yıldızın isimlerini bana söyle."
Peygamber (A.S.M.) o yıldızların isimlerini şöyle sıralamış: "Hassar, Tarık, Zeyyal, Zülkeftan, Kabıs, Dessan, Hevdan, Feylak, Mashab, Daruh, Fureyh, Ziya ve Nur.. yani Ay ve Güneş."
Yahudi bunu duyunca: "Evet doğru, isimleri aynen böyledir" deyip iman etmiş...
SÖZLER'E İLHAK EDİLEN LEMAAT'IN HADÎSLERİ
164-(Not: İmam-ı Ali'nin bu hikmetli sözü, Lemaat eseri başındadır. Sözler'in âhirine Lemaat ilhak edilmiş olduğu için, bu sırada yazıldı.)
Risalede yeri: Sözler sh: 693; Âsâr-ı Bediiye sh: 514
Me'hazler: Nur-ul Ebsar sh: 91; Nehc-ül Belâga - İmam-ı Ali, Tahkik-i Subhî Salih sh: 30; Edeb-üd Dünya Veh-Din sh: 13; İs'âf-ür Ragıbîn sh: 178
İmam-ı Ali'nin bu hikmet-feşan düsturlu sözünün mânası: "Kişi bilmediğine düşmandır" hükmüyle; bir şeyin ve bir ilmin veya mes'elenin içine girip tetkikatını yapmadığı, kavrayamadığı zaman, onu inkâr edip câhilâne itiraz etmemesi lâzımdır diye ders verir. 165- «İsa (A.S.) nüzûl edecek, Şeriatımla amel edecek, ümmetimden olacak.»
Risalede yeri: Sözler sh: 703; Mektubat sh: 6; Şuâlar sh: 587; Âsâr-ı Bediiye sh: 102, 524 ve 639
Me'hazler: (Not: 1- Bu bahiste umumî bazı me'hazler vereceğiz.)
(Not: 2- Hazret-i İsa'nın (A.S.) nüzûlü, Deccal'ı öldürmesi, Şeriat-ı Ahmediye (A.S.M.) ile amel etmesi ve saire hakkında gelen hadîsler mütevatirdirler. Kur'an'da da ona işaret vardır. Bu durumuyla bu mes'ele, akide-i İslâmiyedendir. Verilen me'hazlerde şu mana sarihtir.)
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/205; Sahih-i Müslim 1/136; El-Feth-ür Rabbanî ile Şerh-ü Müsned-i Ahmed 25/87; Cevheret-üt Tevhid - Bacurî sh: 29 ve 232, El-Feth-ül Kebir 2/335; Türkçe Terceme Buharî hadîs no: 1018 ve 1406 ve daha geniş hadîs me'hazleri için, En-Nihaye - İbn-i Kesir 1/91- 136
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi:
Meâli: Ebu Hüreyre'den rivayet: Dedi ki, Resulullah ferman buyurdu: "Benim nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, yakında İbn-i Meryem içinizde nüzûl edecek, adaletli bir hâkim olacak, haçı kıracak, domuz etini yasaklayacak ve cizyeyi vaz' edecektir..."
166- (Not: Bu hadîs-i şerif dahi, mütevatir hadîslerdendir ve Şeriatın miras usûlünde pek mühim bir asıldır. Bediüzzaman Hazretleri bu hadîs-i şerifin geniş ve ihatalı mânasını fıtrat kanunlarına da tatbik ederek demiş ki: "Şeriatın düstur-u âdilânesi, şeriat-ı fıtriye, kavanin-i kadere mutabıktır ki; tarik-ı gayr-i meşru' ile bir maksadı takib eden, maksudun zıddıyla ceza görüyor" diyerek misallerde bu hakikatı izah etmiştir. Arzu edenler, bu izahın bulunduğu ilgili Nur Risalelerine bakabilirler.)
Risalede yeri: Sözler sh: 709; Âsâr-ı Bediiye sh: 532
(Şeriattaki hükmü, yani bu hadîsin taallûk ettiği hüküm şöyledir: Bir insan miras kapmak için babasını yahud da annesini veya kardeşini haksız yere öldürürse, bunların mirasından o adam tamamen mahrum olur.)
Me'hazler: Ebu Davud Diyet/18; Tirmizî Feraiz-18 hadîs no: 2109; İbn-i Mace Feraiz/8 hadîs no: 2645 ve 2735; Daremî Feraiz/41; Müsned-i Ahmed 1/49; Cem'-ül Fevaid 1/707; Müsned-ül Firdevs 3/234; Feyz-ül Kadir hadîs no: 6171 (Tirmizî ve İbn-i Mace'den nakil); Şerh-üs Sünne - Begavî 8/367; Es-Sünen
ül Kübra - Beyhakî 6/220; İrva-ul Galib - İbn-ül Cevzî 6/118; El-Feth-ül Kebir 2/64; El-Metalib-ül Âliye 1/446; Râmuz-ul Ehadîs sh: 365; El-Kâmil Fid-Duafa' - Akîlî 1/322; ve nihayet bir çok me'hazler için Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 521
Zabıt şekli: Feyz-ül Kadir'deki hadîs:
Tirmizi ve İbn-i Mace'den nakil...
Meâli: "Katil olan, yani babasını ve yakın akrabalarını miras için öldürenler mirasa sahib olamaz."
Ses Yok