Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 217
(1-445)
156- «Lezzetli bir ni'meti insan yese, eğer şükretse, o yediği ni'met o şükür vasıtasıyla bir nur olur, uhrevî bir meyve-i Cennet olur.»
Risalede yeri: Sözler sh: 647 (mânasıyla); Mektubat sh: 366 ve daha Nur'un sair risalelerinde aynı hüküm varsa...
Me'hazler: (Not: Bu hükmün bazı me'hazleri, 143 no.lu bölümde de verilmiştir.)
Masabih-üs Sünne - Bagavî 3/197; Müsned-i Ahmed 3/439; Sünen-i Ebu Davud 4/310 hadîs no: 3023; Tirmizî 5/508 hadîs no: 3458; İbn-i Mace 2/1093 hadîs no: 3285; Amel-ül Yevmi Vel-Leyle - Tirmizî sh: 109; Müstedrek-ül Hâkim 1/507; İhya-u Ulûm-id Din 1/301; Kabes-ün Min-Nuri Muhammed sh: 256
Zabıt şekli: ...
Meâli: "Her kim dese, ona Cennet'te bir ağaç dikilir."
157- «Çok şirin olan veled-perverlik, yani çocuklarını sevip okşamak zevki Cennet tenasül yeri olmadığından Cennet'te yoktur zannedilirdi. İşte bu sûretle o dahi vardır.»
Risalede yeri: Sözler sh. 648 (Otuzikinci Söz'ün Üçüncü Mevkıfı)
Me'hazler: Nehc-ül Belâga - İmam-ı Ali sh: 231; Et-Tezkire - Kurtubî sh: 562-563
Zabıt şekli: Et-Tezkire'deki hadîs:
Bu hadîsi Tirmizî'den nakletmiştir.
Hazret-i Ali demiş: ...
Meâlleri: 1- "Cennet ehli çocuk sevme hatırası ile, çocuk arzu ettikleri za
man, hemen bir saat zarfında haml, vaz' ve yaş tekâmülü gibi işler husûl bulup çocuk hazır oluverir."
2- Hazret-i Ali'nin hükmü: "Cennet ehli ne birbirlerine karşı tefâhur ederler, ne de tenasül mevzuu vardır."
İslâm âlimleri ve muhaddisler, bu gibi hadîslerin mânasında ihtilâf etmişlerdir. Galip ekseriyet: "Cennet'te nikâh var, amma nesil yok" demişler. Yine aynı me'hazde meşhur muhaddis Ebi Zerr'in ElAkilî'den gelen bir rivayette, üstteki hadîsin bir çeşit eki olarak şöyle kaydedilmiş: Yani, "Cennet ehli hiçbir zaman öyle bir durumu arzu etmeyeceklerdir." Mes'elenin özetini ise İmam-ı Ali (R.A.) en güzel şekilde dile getirmiştir.
158- « » «Letâif-i Cennet cilve-i Esma'nın temessülâtıdır. Teemmel...»
Risalede yeri: Sözler sh: 649; Tercüme İşarat-ül İ'caz sh: 146
Me'hazler: El-Feth-ül Kebir 3/62 Ziya-ül Makdisî'nin rivayetiyle İbn-i Abbas'tan nakil; El-Metalib-ül Âliye 4/404; Feyz-ül Kadir - Menavî 5/373 hadîs no: 7633 Ziya-ül Makdisî'nin "El-Muhtare" eserinden nakil...
Zabıt şekli:
Meâli: "Cennet'teki şeylerin; dünyadaki görünen ni'met ve zinet ve saire medar-ı tena'um olan her şey, orada sadece ve sadece Esma'nın temessülâtıdır." (İbn-i Abbas)
159- Dünyadaki hissiyat-ı insaniye çekirdekleri, Cennet'te ona lâyık bir tarzda inkişaf edecekleri...
Risalede yeri: Sözler sh: 649 ve daha başka risalelerde varsa...
Me'hazler: (Not: Bu hüküm müşahhas bir-iki hadîsin değil, Cennet ve lezaizi hakkında gelen birçok hadîslerin, hattâ âyetlerin de müşterek ifadelerinin neticesidir.)
El-Feth-ür Rabbanî - Şerh-i Müsned-i Ahmed 24/201; En-Nihaye - İbn-i Kesir 2/200; Ez-Zühd - İbnül Mübarek 1/512, hadîs no: 1459; El-Musannef - Sa'nanî 11/416; Tirmizî 3/330; Ed-Duafa' - Akilî 3/166; yine Tirmizî 4/677, hadîs no: 2536
Zabıt şekli: El-Feth-ür Rabbanî'nin hadîsi:
Bu hadîs için, El-Hâfız Ziya-ul Makdisî: "Sahih-i Müslim'in şartı çerçevesindedir" demiş.
Meali: Zeyd bin Erkam'dan rivayet, demiş ki: "Peygamber'e (A.S.M.) yahudîlerden bir adam geldi, Peygamber'e hitaben dedi ki: "Sen, ehl-i Cenned yiyip içecekler demişsin değil mi?" Bu suali sorduktan sonra da yanındaki arkadaşlarına demiş:"Eğer benim sorduğumu ikrar ederse, ben onu ilzam ettim demektir." Sahabî der: "Peygamber (A.S.M.) dedi: "Evet, benim nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin olsun ki, ehl-i Cennet'ten herbirisine yüz erkek kuvveti verilecek, bu kuvvet yemekte, içmekte, şehvette ve cima'da geçerlidir." Yahudî demiş: "Peki o ki, yer ve içer, elbette ona def'-i hacet zarurî olacak?" Peygamber (A.S.M.) ona cevaben dedi ki: "Ehl-i Cennet'in def'-i haceti ise, bir ter şeklinde cildinden sızan misk kokusu gibi bir şeydir. Bu terleme ve cildden dışarı sızma ile, karınları sükûnet bulur."
160- Rü'yet-i cemal-i İlahî müjdeleri...
Risalede yeri: Sözler sh: 650; Mektubat sh: 228; Osmanlıca Mektubat sh: 412
Me'hazler: (Not: Rü'yet-i cemal-i İlahî hakkında gelmiş bir çok hadîs-i şerif vardır. Bunlardan bir kısmının me'hazleri, 149 no.lu bölümde geçtiği için, ona iktifaen burada başka me'hazler vermeye gerek duyulmadı.)
161-Rü'yetten sonra ehl-i Cennet'in hüsün ve cemali o kadar güzelleşir ki, döndükleri vakit, saraylarındaki hanımaları onları zor ile tanıyabilecekler...
Risalede yeri: Sözler sh: 650 ve daha başka Risalelerde aynı hüküm varsa...
Me'hazler: El-Havî Lil-Fetavî - Suyutî 2/398; Cem'-ül Fevaid 2/770; El-Feth-ül Kebir 1/380; Tirmizî ve İbn-i Mace'den nakil; Râmuz-ül Ehadîs sh: 119; Et-Tergib Vet-Terhib 4/451
Zabıt şekli: Cem'-ül Fevaid ve Et-Tergib Ve-t Terhib'deki uzun hadîs:
Meâli: İbn-ül Müseyyib'den nakil: Ben bir gün Ebu Hüreyre ile karşılaştım, bana dedi ki: "Ben Allah'tan istiyorum ki, ikimizi Cennet çarşısında buluştursun." Ben sordum: "Cennet'te çarşı var mıdır?" Dedi: "Evet vardır. Resulullah (A.S.M.) bana haber verdi ki: "Cennet ehli; Cennet'e girdikleri zaman herkes kendi amellerine göre yerlerine yerşeşirler. Sonra onlara izin verilir ki, dünya günleriyle her haftada bir Rablerini ziyaret etsinler. Ve onlara bu esnada Allah'ın arşı gösterilir... Sonra Cennet'te herbirimizi kendi menzilimize gideriz, hanımlarımız bizleri karşıladıklarında bize "Hoş geldinizi, safalar getirdiniz" diyecekler.. ve "Sen bugün başkalaşmışsın, burada iken olan güzellikten çok fazla bir güzellik sende vardır. Bu nedir?" diyeceklerdir. Biz de onlara deriz ki: "Bizler bugün Cebbar olan Rabbimizi ziyaret ettik, elbette bu tarz bir güzellik almamız bizim hakkımızdır."
Ses Yok