Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 236
(1-445)
Zabıt şekli: Müstedrek'in hadîsi: "Ebu Sinan Ed-Deulî der ki: "Ben Hazret-i Ali'nin bir hastalığında onu ziyaret ettim, dedim: "Ya Emir El-Mü'minîn! Bizi korkuttun." O dedi ki: "Fakat ben şimdi korkmuyorum, çünki Resulullah'tan işittim ki dedi:
Yani: Resulullah (A.S.M.) bana hitaben: "Sen şu şu yerlerine birer darbe yiyeceksin ve -iki şakağını işaret ederek- buradan kanlar akacak, hattâ sakalını boyayıncaya kadar.. bunu yapan kimse ise, insanların en şakisidir, Şemud Kavmi'nden Sâlih (A.S)ın devesini hakaretle kovan kimse gibi şakilerin şakisidir."
233/26- «Haricîlerin içinde "Züssedye" denilen bir adamı garib bir nişanla alâmet olarak haber vermiştir ki; o adam, Haricîlerin maktulleri içerisinde bulunmuş. Hazret-i Ali onu hakkaniyetine hüccet göstermiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 98-99
Me'hazler: Sahih-i Buharî 3/243, 9/22; Sahih-i Müslim 2/744 ve 745; Feyz-ül Kadir - Menavî 1/59 ve 74; Şerh-üs Sünne - Begavî 1/234, 10/226; El-Feth-ül Kebir 1/383, İbn-i Hanbel, Müslim ve İbn-i Mace'den nakil; Cem'-ül Fevaid 2/721-722 (Züsseyde nişanlı adamı tarif); Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/426; Eş-Şerîa - Acürrî sh: 24 ve 32; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 900
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi: Haricîleri tarif ettikten sonra;
Meâli: "Onların alâmeti, siyah bir adam, pazularından birisi kadın memesi
yahutta bıdaası gibi olacak... Bunlar insanların en hayırlı bir fırkasına karşı isyan edecekler." Ebu Said der ki: "Ben şehadet ederim, bizzat bu hadîsi Resulullah'tan işittim. Yine şâhidlik yaparım ki, Hazret-i Ali bunlarla harbederken ben de beraberdim. Sonra Peygamber'in işaret ettiği şahsın getirilmesini emrettiği, getirildi. Ben bizzat gözümle Peygamber'in vasfettiği şekilde aynen müşahede ettim."
234/27- «Ümm-ü Seleme'nin ve daha diğerlerin rivayet-i sahiha ile haber vermiş ki: Hazret-i Hüseyin (R.A.) Tıff, yani Kerbelâ'da katledilecektir.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 99 (Beşinci Nükte)
Me'hazler: Müsned-i Ahmed 1/85, 3/242 ve 256, 6/294; Cem'-ül Fevaid 2/533; Mişkât-ül Masabih hadîs no: 6072; Mecma-uz Zevaid 9/187 ve 188, Heysemî ve Müsned-i Ahmed'in muhakkiki de bu hadîs için sahihtir demişler; Sahih-i Cami-üs Sagir hadîs no: 211; Fezail-üs Sahabe - İbn-i Hanbel hadîs no: 1991; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/499-450; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/702; Nur-ul Ebsar sh: 139; El-Feth-ül Kebir 1/55; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/468; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-ül Müsned-i Ahmed hadîs no: 1357; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 3/2827; Müsned-ül Bezzar hadîs no: 184; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/553
Zabıt şekli: Müsned-i Ahmed'in birinci hadîsi, Hazret-i Ali'den rivayet: Ben bir gün Resulullah'ın (A.S.M.) huzuruna girdim. Baktım, gözleri yaşlı... Dedim: "Ya Resulallah! Sizi üzen ve kızdıran bir
kimse mi oldu?" "Hâyır!" dedi. "Amma niçin gözleriniz yaşlı?" dedim. Dedi ki: "Şimdi Cebrail yanımdan kalktı, bana dedi ki: Hüseyin, Fırat kenarında katledilecektir."
235/28- «Hem mükerreren ihbar etmiş ki: "Benim Âl-i Beytim benden sonra yani, katle ve belâya ve nefye mâruz kalacaklardır.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 99
Me'hazler: En-Nihaye Ev-il Melahim - İbn-i Kesir 1/28; Muhtasar-ı Sünen-i İbn-i Mace 2/368, hadîs no: 4088; Müstedrek-ül Hâkim 4/482; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/685; keza, El-Hafacî 3/181; Zehair-ül Ukba sh: 17; Râmuz-ül Ehadîs sh: 135; Kenz-ül Ummal 14/267; El-Hasais-ül Kübra 3/25; Müsned-üş Şaşî hadîs no: 351
Zabıt şekli: İbn-i Mace'nin hadîsi:
Meâli: "Biz Ehl-i Beyt'e Allah-u Teâlâ âhireti dünyaya tercih ederek seçti. Benim Ehl-i Beytim, bendn sonra belâya, şiddete ve nefye mâruz kalacaklar."
236/29- «Resul-i Ekrem (A.S.M.) Hazret-i Ali'nin hilâfetini arzu etmiş, fakat gaibden O'na bildirilmiş ki; murad-ı İlahî başkadır. O da arzusunu bırakıp murad-ı İlahî'ye tâbi' olmuş.»
Risaled yeri: Mektubat sh: 99
Me'hazler: Tarih-ül Hülefa - Suyutî sh: 64; El-Havî Lil-Fetavî - Suyutî 2/195; Râmuz-ül Ehadîs sh: 293
Zabıt şekli:
Meâli: "Ya Ali! Ben Allah'tan istedim ki, seni hilâfete tekaddüm ettirsin. Fakat Cenab-ı Allah bunu murad etmedi. En evvel Ebu Bekir olacak diye bildirdi."
237/30- «Hazret-i Ali'nin mümaşaatsız, pervasız, zâhidane, kahramanâne, müstağniyâne tavrı.. ve Hazret-i Ali'nin takib ettiği adalet-i hakikiye ve azîmet-i şer'iyye ile beraber, zâhidane, müstağniyane, muktesidâne mesleği...»
Risalede yeri: Mektubat sh: 99
Me'haz: (Yani: Hazret-i Ali'nin fıtratı ve mesleği, Üstad'ın tavsif ettiği şekilde olduğu hakkında bir nümune:) Hazret-i Talha ve Zübeyr'in (Radıyallahu Anhüma) Hazret-i Ali'ye hilâfet için biat ettikten sonra, Âlem-i İslâm'ın idare ve siyaseti noktasında düşünceleri birbirine muvafık gelmemiş. Bunun neticesi olarak: "Ali bizimle istişare etmiyor" demeleri üzerine, Hazret-i Ali (R.A.) şöyle cevab vermiş:
Me'haz: Nehc-ül Belâga sh: 322
Meâli (Hazret-i İmam-ı Ali'nin sözleri): Benim vallahi hilâfette ve velâyette gözüm ve isteğim yoktu. Lâkin sizler beni ona davet ettiniz ve bana yüklediniz. Vakta ki hilâfet bana yüklendi, ben Allah'ın Kitabı olan Kur'an'a baktım ve bizim için koyduğu kanun ve hükümlerine nazar ettim ve O'na uydum. Sonra Peygamber'in (A.S.M.) Sünnetine dikkat ettim, ona iktida ettim. İşte, bu durumda benim size müracaat etmeme ve görüşlerinize başvurmama ihtiyaç duymadım. Hem Kur'an ve hadîs'den hiçbir hüküm yoktur ki, ona karşı câhil olup da, size ve müslüman kardaşlarımıza istişareye mecbur olayım... ilh."
Ses Yok