Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 241
(1-445)
255/48- «Nakl-i sahih-i kat'î ile Hazret-i Fâtıma'ya (R.A.) ferman etmiş ki:
Risalede yeri: Mektubat sh: 105 (Altıncı Nükte)
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/248, 5/26; Sahih-i Müslim 4/1904 hadîs no: 2450; Müsned-i Ahmed 6/77, 240 ve 283; Tirmizî Menakıb; Tefsir-ül Ruh-ul Beyan - Burusevî 3/255; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 7/164; Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 6/407; El-Feth-ül Kebir 1/386; Eş-Şifa 1/340; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/69
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi:
Meâli: Resul-ü Ekrem (A.S.M.), Hazret-i Fâtıma'ya; kendisinin çok hasta bulunduğunu bir zamanda onun ağladığını görünce demiş: "Sen, Ehl-i Beytimden en evvel bana iltihak edeceksin."
256/49- «Hem Ebu Zerr'e (R.A.) ferman etmiş:
deyip, Medine'den nefyedilip, yalnız hayat geçirip, yalnız bir sahrada vefat edeceğini haber vermiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 105
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 8/234; Müstedrek-ül Hâkim 3/345; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/343; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/700; El-Feth-ül Kebir 2/246; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 5/8-9; El-Metalibül Âliye 4/16, 19, 41; El-İsabe - İbn-i Hacer 4/64; Mecma-uz Zevaid 9/332; El-Hasais-ül Kübra – Suyutî 2/464; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/401; Tefsir-i Ruh-ul Beyan - Burusevî 3/528
Zabıt şekli: İbn-i Kesir'in kitabından: "İbn-i Mes'ud (R.A.) Ebu Zerr'in (R.A.) cenazesini gördüğü zaman demiş:
Meâli: "Yani Resulullah ne kadar doğru söyledi: Allah Ebâ Zerr'e rahmet eylesin, tek başına yürüyecek, tek başına ölecek ve tek başına da yaşayacaktır."
Ruh-ul Beyan Tefsirinde ise şöyle geçer: "Bir gazada Ebu Zerr-i Gıffarî'nin geceleyin devesi yürüyemez olur. O da eşyasını omuzuna alarak yürüye yürüye Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) ulaşır. Resul-i Ekrem (A.S.M.) onun karaltısını görünce yani "Ebu Zerr olmalı." Sahabeler dediler: "Evet bu odur yâ Resulallah!" Bunun üzerine Peygamber (A.S.M.) ferman etti:
Yani: "Allah Ebu Zerr'e merhamet eylesin, tek başıyla yürüyecek, yalnız olarak vefat edecek ve tek başına ba's olunacaktır."
257/50- «Hem, Enes bin Mâlik'in halası olan Ümm-ü Haram'ın hanesinde uykudan kalkmış tebessüm edip ferman etmiş:
Ümm-ü Haram niyaz etmiş: "Dua ediniz, ben de onlarla beraber olayım." Ferman etmiş: "Beraber olacaksın..." Kırk sene sonra, zevci olan Ubbade İbn-i Samit'in refakatıyla Kıbrıs'ın fethine gitmiş, Kırbıs'ta vefat etmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 105
Me'hazler: Sahih-i Müslim 3/1518 üç tarikle ve 5/49; Sahih-i İbn-i Hibban 9/160; Müstedrek-ül Hâkim 4/556; El-Feth-ül Kebir 1/175, 2/128 (aynen Üstad'ın metniyle Ebu Davud'dan nakil); yine El-Feth-ül Kebir 3/260 (Ümm-ü Haram'ın Kıbrıs'a gidib orada vefat ettiği hakkında); Muvatta' - İbn-i Mâlik kitab: 21 hadîs no: 39; Müsned-i Ahmed 3/264, 6/361, 423 ve 435; Sünen-i Daremî kitab: 16 bab: 28; Tarih-ül Hülefa - Suyutî sh: 155; El-Hasais-ül Kübra 2/408; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/696; İbn-i Mace Fiten/9; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/450; Feth-ül Barî - İbn-i Hacer 6/350, 358 ve 416; Delâil-ün Nübüvve Ebu Nuaym 2/55; Tirmizî hadîs no: 1645; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 25/316 ve bir çok me'hazler için bak: Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 134
Zabıt şekli: (Not: Ümm-ü Haram Binti Milhan (Radıyallahu Anha) Resulullah'ın (A.S.M.) süt halalarından olduğu için, çok defalar serbestçe onun evine gider, yemeğini yer ve orada yatarlardı.)
Yine birgün Ümm-ü Haram'ın evine gitmiş, yaptığı yemeğini yemiş ve uzanmış. Uyandığında tebessüm eylemiş, süt halası olan Ümm-ü Haram bu tebessümün sebebini sormuş... Resulullah (A.S.M.) hadîste kaydedilmiş olan müjdeyi ona söylemiş. O da niyaz etmiş ki: "Dua et, ben de onlardan olayım... ilh." Peygamber (A.S.M.) orada yine tebessüm eylemiş, Ümm-ü Haram yine sebebini sormuş. Resul-i Ekrem (A.S.M.) ferman buyurmuş: "Az önceki durumu tekrar gördüm." Ümm-ü Haram yine niyaz etmiş... Resul-i Ekrem (A.S.M.) "Sen onların ilklerinden olacaksın" diye müjdelemiş.
Muaviye (R.A.) zamanında Kıbrıs Fethine kocasıyla beraber gitmek üzere gemiye binmiş gitmişler. Kıbrıs'a gemiden çıkarken, atına binmiş, atı şahlanmış ve yere düşmüş, şehid olmuştur.)
Sahih-i Müslim'in hadîsi şöyle:
Bu hadîs, Sahih-i Buharî'de de vardır.
Meâli: "Rü'yada bana ümmetimden bir kavim, bir taife gösterildi ki; denizin sırtına binmişler, sanki padişahların tahtlarına oturmuşcasına yollarına devam ediyorlardı."
258/51- «Hem nakl-i sahih-i kat'î ile ferman etmiş ki:
Yani: Sakîf kabilesinden biri, dava-i nübüvvet edecek.. ve biri, hunhar zâlim zuhur edecek.. ve yüzbin adam öldüren Haccac-ı Zâlim...»
Risalede yeri: Mektubat sh: 105
Me'hazler: Sahih-i Müslim 4/1786, 1972; Müstedrek-ül Hâkim 3/453, 4/254; El-Feth-ül Kebir 1/401, 2/275; Cem'-ül Fevaid 2/275; Mişkât-ül Masabih 2/212, 215 ve hadîs no: 5985, 5994; Müsned-ül Humeydî 1/246; Câmi-ül Usûl - İbn-i Esir 10/99, hadîs no: 7567 (Haccac-ı Zâlim'in boş yere öldürdüğü müslümanların sayısı yüzyirmibin olduğu); El-Keşkûl - Bahaeddin El-Âmilî 2/400; El-Hasais-ül Kübra 2/471; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/689; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/478, 480 ve 485; En-Nihaye İbn-i Kesir 1/10; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 24/214-282 on tarikle...Zabıt şekli: Sahih-i Müslim'in hadîsi:
Hadîs ve rivayetin her iki tarafı da sahihin sahihidir.
Meâli: Hazret-i Üstad, meâlini verdiği için ayrıca birşey yazmaya gerek duyulmadı.
Risalede yeri: Mektubat sh: 105 (Altıncı Nükte)
Me'hazler: Sahih-i Buharî 4/248, 5/26; Sahih-i Müslim 4/1904 hadîs no: 2450; Müsned-i Ahmed 6/77, 240 ve 283; Tirmizî Menakıb; Tefsir-ül Ruh-ul Beyan - Burusevî 3/255; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 7/164; Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 6/407; El-Feth-ül Kebir 1/386; Eş-Şifa 1/340; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/69
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi:
Meâli: Resul-ü Ekrem (A.S.M.), Hazret-i Fâtıma'ya; kendisinin çok hasta bulunduğunu bir zamanda onun ağladığını görünce demiş: "Sen, Ehl-i Beytimden en evvel bana iltihak edeceksin."
256/49- «Hem Ebu Zerr'e (R.A.) ferman etmiş:
deyip, Medine'den nefyedilip, yalnız hayat geçirip, yalnız bir sahrada vefat edeceğini haber vermiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 105
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 8/234; Müstedrek-ül Hâkim 3/345; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/343; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/700; El-Feth-ül Kebir 2/246; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 5/8-9; El-Metalibül Âliye 4/16, 19, 41; El-İsabe - İbn-i Hacer 4/64; Mecma-uz Zevaid 9/332; El-Hasais-ül Kübra – Suyutî 2/464; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/401; Tefsir-i Ruh-ul Beyan - Burusevî 3/528
Zabıt şekli: İbn-i Kesir'in kitabından: "İbn-i Mes'ud (R.A.) Ebu Zerr'in (R.A.) cenazesini gördüğü zaman demiş:
Meâli: "Yani Resulullah ne kadar doğru söyledi: Allah Ebâ Zerr'e rahmet eylesin, tek başına yürüyecek, tek başına ölecek ve tek başına da yaşayacaktır."
Ruh-ul Beyan Tefsirinde ise şöyle geçer: "Bir gazada Ebu Zerr-i Gıffarî'nin geceleyin devesi yürüyemez olur. O da eşyasını omuzuna alarak yürüye yürüye Resul-i Ekrem'e (A.S.M.) ulaşır. Resul-i Ekrem (A.S.M.) onun karaltısını görünce yani "Ebu Zerr olmalı." Sahabeler dediler: "Evet bu odur yâ Resulallah!" Bunun üzerine Peygamber (A.S.M.) ferman etti:
Yani: "Allah Ebu Zerr'e merhamet eylesin, tek başıyla yürüyecek, yalnız olarak vefat edecek ve tek başına ba's olunacaktır."
257/50- «Hem, Enes bin Mâlik'in halası olan Ümm-ü Haram'ın hanesinde uykudan kalkmış tebessüm edip ferman etmiş:
Ümm-ü Haram niyaz etmiş: "Dua ediniz, ben de onlarla beraber olayım." Ferman etmiş: "Beraber olacaksın..." Kırk sene sonra, zevci olan Ubbade İbn-i Samit'in refakatıyla Kıbrıs'ın fethine gitmiş, Kırbıs'ta vefat etmiş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 105
Me'hazler: Sahih-i Müslim 3/1518 üç tarikle ve 5/49; Sahih-i İbn-i Hibban 9/160; Müstedrek-ül Hâkim 4/556; El-Feth-ül Kebir 1/175, 2/128 (aynen Üstad'ın metniyle Ebu Davud'dan nakil); yine El-Feth-ül Kebir 3/260 (Ümm-ü Haram'ın Kıbrıs'a gidib orada vefat ettiği hakkında); Muvatta' - İbn-i Mâlik kitab: 21 hadîs no: 39; Müsned-i Ahmed 3/264, 6/361, 423 ve 435; Sünen-i Daremî kitab: 16 bab: 28; Tarih-ül Hülefa - Suyutî sh: 155; El-Hasais-ül Kübra 2/408; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/696; İbn-i Mace Fiten/9; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/450; Feth-ül Barî - İbn-i Hacer 6/350, 358 ve 416; Delâil-ün Nübüvve Ebu Nuaym 2/55; Tirmizî hadîs no: 1645; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 25/316 ve bir çok me'hazler için bak: Miftah-u Künûz-is Sünne sh: 134
Zabıt şekli: (Not: Ümm-ü Haram Binti Milhan (Radıyallahu Anha) Resulullah'ın (A.S.M.) süt halalarından olduğu için, çok defalar serbestçe onun evine gider, yemeğini yer ve orada yatarlardı.)
Yine birgün Ümm-ü Haram'ın evine gitmiş, yaptığı yemeğini yemiş ve uzanmış. Uyandığında tebessüm eylemiş, süt halası olan Ümm-ü Haram bu tebessümün sebebini sormuş... Resulullah (A.S.M.) hadîste kaydedilmiş olan müjdeyi ona söylemiş. O da niyaz etmiş ki: "Dua et, ben de onlardan olayım... ilh." Peygamber (A.S.M.) orada yine tebessüm eylemiş, Ümm-ü Haram yine sebebini sormuş. Resul-i Ekrem (A.S.M.) ferman buyurmuş: "Az önceki durumu tekrar gördüm." Ümm-ü Haram yine niyaz etmiş... Resul-i Ekrem (A.S.M.) "Sen onların ilklerinden olacaksın" diye müjdelemiş.
Muaviye (R.A.) zamanında Kıbrıs Fethine kocasıyla beraber gitmek üzere gemiye binmiş gitmişler. Kıbrıs'a gemiden çıkarken, atına binmiş, atı şahlanmış ve yere düşmüş, şehid olmuştur.)
Sahih-i Müslim'in hadîsi şöyle:
Bu hadîs, Sahih-i Buharî'de de vardır.
Meâli: "Rü'yada bana ümmetimden bir kavim, bir taife gösterildi ki; denizin sırtına binmişler, sanki padişahların tahtlarına oturmuşcasına yollarına devam ediyorlardı."
258/51- «Hem nakl-i sahih-i kat'î ile ferman etmiş ki:
Yani: Sakîf kabilesinden biri, dava-i nübüvvet edecek.. ve biri, hunhar zâlim zuhur edecek.. ve yüzbin adam öldüren Haccac-ı Zâlim...»
Risalede yeri: Mektubat sh: 105
Me'hazler: Sahih-i Müslim 4/1786, 1972; Müstedrek-ül Hâkim 3/453, 4/254; El-Feth-ül Kebir 1/401, 2/275; Cem'-ül Fevaid 2/275; Mişkât-ül Masabih 2/212, 215 ve hadîs no: 5985, 5994; Müsned-ül Humeydî 1/246; Câmi-ül Usûl - İbn-i Esir 10/99, hadîs no: 7567 (Haccac-ı Zâlim'in boş yere öldürdüğü müslümanların sayısı yüzyirmibin olduğu); El-Keşkûl - Bahaeddin El-Âmilî 2/400; El-Hasais-ül Kübra 2/471; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/689; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/478, 480 ve 485; En-Nihaye İbn-i Kesir 1/10; Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 24/214-282 on tarikle...Zabıt şekli: Sahih-i Müslim'in hadîsi:
Hadîs ve rivayetin her iki tarafı da sahihin sahihidir.
Meâli: Hazret-i Üstad, meâlini verdiği için ayrıca birşey yazmaya gerek duyulmadı.
Ses Yok