Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 269
(1-445)
361/154- «Yine İmam-ı Celil İbn-i Vehb haber veriyor ki: O gazvede (Bedir Harbi) Hubeyd İbn-i
Yesaf'ın omuz başına bir kılınç vurulmuş ki, bir şakkı ayrılmış gibi dehşetli bir yara açılmış. Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm onun kolunu omuzuna eliyle yapışştırmış, nefes etmiş; şifa bulmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 139
Me'hazler: Delâil-in Nübüvve - Beyhakî 6/178; El-İsabe - İbn-i Hacer 1/418; Eş-Şifa 1/324; Şerh-üş
Şifa - Aliyy-ül Karî 1/656; El-Bidaye Ven-Nihaye - İbn-i Kesir 6/164; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 2/289;
keza Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 3/97; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/843
Zabıt şekli: Hudeyb bin Abdurrahman bin Hubeyb babasından duymuş ve demiş: "Ben müslüman
olduktan sonra, Bedir gününde Peygamber'le beraber bulundum. O günü benim omuz başıma bir kılınç darbesi vuruldu ki, kolumu yanıma sarkıttı, o hâl ile Peygamber'e (A.S.M.) geldim. O, ona Mübarek ağzının suyunu sürerek yerine yapıştırdı. Aynı anda birbiriyle kaynaştı, yara da ânında iyileşti. Sonra ben tekrar harbe girdim, bana vuranı öldürdüm.. ve bilâhare de o öldürdüğüm adamın kızıyla evlendim.»
362/155- «İmam-ı Bagavî tahrici ve tashihi ile haber veriyor ki: Aliyy-ibn-il Hakem'in Gazve-i
Hendek'te küffarın darbesiyle ayağı kırıldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm meshetti. Dakikasında
öyle şifa buldu ki, atından inmedi.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 141
Me'hazler: Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/323; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/656; Keza Nesim-ür Riyad
Hafacî 3/118; Mecma-uz Zevaid 6/134; El-Hasais-ül Kübra - Suyutî 1/569, 2/294; Delâil-ün Nübüvve
Beyhakî 6/185; El-İsabe - İbn-i Hacer 2/507
Zabıt şekli: El-Hasais-ül Kübra'daki rivayet: İmam-ı Suyutî, rivayeti İbn-i Seken ve Ebu Nuaym'den
naklederek şöyle kaydetmiş: Ali İbn-ül Hakem'in kardeşi Muaviye İbn-ül Hakem, rivayeti şöyle bir şiiriyle
dile getirerek yazmıştır. Şiir:
363/156- «Başta İmam-ı Beyhakî, ehl-i hadîs haber veriyorlar ki: İmam-ı Ali gayet hasta idi.
Izdıraplarından kendi kendine dua edip inliyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm geldi, dedi:
(Yani: Ya Rab! Ona şifa ver.) Ve ayağıyla Hazret-i Ali'ye dokundu, "Kalk!" dedi. Birden şifa buldu.
İmam-ı Ali der ki: "Ondan sonra o hastalığı hiç görmedim."»
Risalede yeri: Mektubat sh: 141
Me'hazler: Sahih-i İbn-i Hibban 9/47, bizzat Hazret-i Ali'den rivayet; Müsned-i Ahmed 1/83, 84, 107
ve 128; yine Müsned-i Ahmed - Tahkik-i Ahmed Şâkir 1/128, 2/54 hadîs no: 637, 841 ve 1057 muhakkik,
hadîs için: "Senedi sahihdir" demiş; Âl-i Beyt-ir Resul -Abdulmutî sh: 112; Zehair-ül Ukba sh: 95; Delâil-ün Nübüvve Beyhakî 6/179; Eş-Şifa 1/323; Fezail-üs Sahabe hadîs no: 1192; Tuhfet-ül Ahvezî hadîs no: 3635; yine Tirmizî - Tahkik-i Ahmed Şâkir hadîs no: 638; Câmi-ül Usûl - İbn-ül Esir hadîs no: 6513; Mişkât-ül Masabih 3/247; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/656; Kenz-ül Ummal 12/420 bir akç tariklerle; Amel-ül Yevm-i Vel-Leyle- İbn-üs Seniyy sh: 575 ve 556; Delâil-ün Nübüvve - Ebu Nuaym 2/451; El-Müntehab  El-Hâfız Abd bin Humeyd sh: 125
Zabıt şekli:
Meâli: Abdullah bin Sela'a demiş: Ben Ali'den duydum ki, diyordu: "Hz. Peygamber hastalığımı
sormak için yanıma geldi. Ben ise kendi kendime inliyor ve diyordum; "Ey Allah'ım! Eğer ecelim yakınsa,
bir an evvel ruhumu al da kurtulayım. Şâyet ecelim uzaksa, benden bu hastalığı al. Ve eğer benim için bir
imtihan belâsı ise, bana sabır ver." Peygamber (A.S.M.) geldi ayağıyla bana vurdu ve dedi: "Ne diyordun
söyle bakalım!" Ben de dediklerimi tekrarladım. Bunun üzerine dedi: "Allah'ım! Ona şifa ver!" Hazret-i
Ali der: "Ondan sonra o hastalığı ve acıyı hiç görmedim."
Ses Yok