Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 268
(1-445)
357/150- «Başta Buharî ve Müslim, kütüb-ü sahiha haber veriyorlar ki: Gavze-i Hayber'de, Resul-i
Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Aliyy-i Haydarî'yi bayraktar tayin ettiği halde, Ali'nin gözleri hastalıktan
çok ağrıyordu. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm tiryak gibi tükürüğünü gözüne sürdüğü dakikada,
şifa bularak hiçbir şey kalmadı. Sabahleyin Hayber Kal'asının pek ağır demir kapısını çekip, elinde kalkan
gibi tutup, Kal'a-i Hayber'i fethetti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 139
Me'hazler: Bu bölümün bazı me'hazleri, 276 sıra no.lu verilmekle beraber, yine bazı me'hazler
veriyoruz:
Müsned-i Ahmed 1/85, 2/145; Sahih-i Buharî 4/58, 65 ve 73, 5/23 (Selh bin Sa'd'dan rivayet);
Müstedrek-ül Hâkim 3/38 (Câbir bin Abdullah'dan rivayet... ve Zehebî de sıhhatine karar vermiş); Eş-Şifa
1/323; Sahih-i Müslim Bi-Şerh-i Nevevî Hamiş-i Kastalanî 5/178, 12/185; Menakıb-ı Âl-i Beyt-ir Resul
Abdulmutî Kalacı sh: 71, 75 ve 166 (Âmir bin Sa'd'dan); Mu'cem-üt Taberanî El-Kebir 6/5730-5991 ve
7/6233-6507 (bir çok tariklerle aynı hâdisenin ayrı ayrı tarzları); Müsned-ül Bezzar hadîs no: 1071, 1072
ve 1120; El-Kâmil Fid-Duafa' - İbn-i Ady 2/494 ve 6/2367; Müsned-i Şaşî sh: 82 (kapıyı Hazret-i Ali'nin
kalkan gibi kullanması hakkındaki rivayet)
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi:
Meâli: Sehl bin Sa'd duymuş ki, Hayber günü Peygamber (A.S.M.) diyor: "Ben yarın bayrağı öyle
birisine vereceğim ki; Allah O'nun elleriyle fethedecek." Bunun üzerine birçok sahabeler niyetlendiler ki, bayrak onlara verilsin. Tâ ertesi sabah oluncaya kadar herkes bu ümid içinde idi. Sabah olunca, Resul-i Ekrem (A.S.M.) sordu: "Ali nerededir?" denildi:
"Gözleri ağrıyor." Gelmesini emretti, geldi. Resul-i Ekrem O'nun gözlerine ağzının tükrüğünü sürdü,
derhal iyileşti. Hattâ sanki hiçbir şey olmamış gibi oldu...
358/151- Feth-i Hayber'de «Seleme İbn-i Ekva'ın bacağına kılınç vurulmuş, yarılmış. Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm ona nefes edip, birden ayağı şifa bulmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 139
Me'hazler: Sahih-i Buharî 5/170, Yezid Ebi Ubeyd'den; Sünen-i Ebu Davud 2/339; El-Feth-ür Rabbanî
Şerh-i Müsned 22/259; Eş-Şifa 1/323; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/655; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî
4/251; Feth-ül Barî Şerh-i Buharî 7/475
Zabıt şekli: Buharî'nin hadîsi:
Meâli: Yezid bin Ebi Ubeyd demiş ki: Ben Seleme'nin bacağındaki bir darbenin izini gördüm. O'na
sordum, dedim: "Ya Eba Müslim, bu darbe nereden?" Dedi ki: "Bu darbe, Hayber günü bana değdi.
İnsanlar bağırdılar ki, Seleme yaralandı, yahud şehid düştü... Sonra ben Peygamber'e geldim, üç kere ona nefes etti. O günden bugüne, daha onun acısını görmedim."
359/152- «Başta Nesaî olarak erbab-ı siyer, Osman İbn-i Huneyf'den haber veriyorlar ki: Osman diyor
ki: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına bir a'ma geldi, dedi: "Benim gözlerimin açılması için
dua et." Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ona ferman etti:
O gitti öyle yaptı, geldi.. gözü açılmış, güzel görüyormuş, gördük.»
Rivayetteki Arabça kısmının meâli: "Resulullah'ın yanına gelen a'maya O demiş ki: "Şimdi git, abdest
al. Sonra iki rek'at namaz kıl ve şöyle de: "Ey Allah'ım! Ben senden istiyor ve sana rahmet Peygamberi olan Muhammed'le teveccüh ediyorum ki; sen benim gözlerimi açasın... Ey Allah'ım! O'nu kendi dergâhında bana şefaatçı kıl!.."
Risalede yeri: Mektubat sh: 139
Me'hazler: Müstedrek-ül Hâkim 1/526, Zehebî sıhhatini imzalamış; Cem'-ül Fevaid 1/310, 2/663; El
Feth-ül Kebir 1/238; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 6/166 aynı hâdisenin bir çok tarîkleri; Eş-Şifa - Kadı
İyaz 1/322; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/653; Sünen-i Tirmizî 5/569 hadîs no: 3578
Zabıt şekli: Me'hazlerdeki rivayetlerin hemen hepsi Hazret-i Üstad'ın kaydettiği tarzda olduğu için,
başka birşey yazılmadı.
360/153- İmam-ı Celil İbn-i Vehb haber veriyor ki: «Gavze-i Bedir'in ondört şehidinden birisi olan
Muavviz İbn-i Arfa', Ebu Cehil ile döğüşürken; Ebu Cehil-i Laîn, o kahramanın bir elini kesmiş. O da
öteki eliyle elini tutup, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın yanına gelmiş. Resul-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm onun elini yine yerine yapıştırdı, tükürüğünü ona sürdü; birden şifa buldu. Yine
harbe gitti, şehid oluncaya kadar harbetti.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 139
Me'hazler: Uyûn-ül Eser - İbn-i Seyyid-in Nâs 1/261; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/324; Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül
Karî 1/656
Zabıt şekli: Me'hazler, hâdisenin meşhur olan şeklini şöyle kaydetmişlerdir: Muavviz İbn-i Arfa Ebu
Cehil ile döğüşürken, onun arkasından gelen Ebu Cehlin oğlu İkrime onun elini kestiğini kaydetmişler.
En maruf hâdise ise, "Muaz bin Amr bin El-Cümûh'un elinin kesilmesidir" diyorlar.
Ses Yok