İşte şu zât da, Bi’set-i Nebevîden evvel Risâlet-i Ahmediyyeyi şu şiirle i’lân ediyor:
Üçüncüsü: Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ecdadından olan Kâ’b İbn-i Lüeyy, Nübüvvet-i Ahmediyyeyi (A.S.M.) ilhâm eseri olarak şöyle i’lân etmiş:
Yâni: “Füc’eten, Muhammed-ün-Nebî gelecek, doğru haberleri verecek.”
Dördüncüsü: Yemen pâdişâhlarından Seyf İbn-i Zîyezen, kütüb-ü sâbıkada Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın evsâfını görmüş; îman etmiş, müştak olmuş idi. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ceddi Abdülmuttalib; Yemen’e kafile-i Kureyş ile gittiği zaman, Seyf İbn-i Zîyezen onları çağırmış. Onlara demiş ki:
Yâni: “Hicaz’da bir çocuk dünyaya gelir. Onun iki omuzu arasında hâtem gibi bir nişan var. İşte o çocuk umum insanlara imam olacak!” Sonra gizli Abdülmuttalib’i çağırmış, “O çocuğun ceddi de sensin” diye kerâmetkârâne, bi’setten evvel haber vermiş...
Beşincisi: Varaka İbn-i Nevfel (Hatice-i Kübrâ’nın ammizadelerinden) bidâyet-i vahiyde Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm telâş etmiş. Hatice-i Kübrâ o hâdiseyi, meşhur Varaka İbn-i Nevfel’e hikâye etmiş. Varaka demiş: “O’nu bana gönder.” Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Varaka’nın yanına gitmiş, mebde’-i vahiydeki vaziyeti hikâye etmiş. Varaka demiş:
Yâni: “Telaş etme, o hâlet vahiydir. Sana müjde. İntizar edilen Nebi sensin! İsâ, seninle müjde vermiş..”