İşte o sizin din ve devletinizi kaldıracak!” meâlinde Kisrâ’ya haber göndermiş. İşte o Satih, sarih bir sûrette, âhirzaman Peygamberinin gelmesini haber vermiş.
Hem kâhinlerden Sevad İbn-i Karibi’d-Devsî ve Hunafir ve Ef’asiye Necran ve Cizl İbn-i Cizli’l-Kindî ve İbn-i Halasate’d-Devsî ve Fâtıma Bint-i Nu’man-ı Neccâriye gibi meşhur kâhinler, siyer ve tarih kitaplarında tafsilen beyân ettikleri vecih üzere; âhirzaman peygamberinin geleceğini, o peygamber de, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm olduğunu haber vermişler.
Hem Hazret-i Osman’ın akrabasından Sa’d İbn-i Bint-i Küreyz kâhinlik vasıtasiyle, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın nübüvvetini gaibden haber almış. Bidayet-i İslâmiyette Hazret-i Osman-ı Zinnûreyn’e demiş ki: “Sen git îman et.” Osman bidâyette gelmiş, îman etmiş. İşte o Sa’d o vâkıayı böyle bir şiir ile söylüyor:
Hem kâhinler gibi; “hâtif” denilen, şahsı görünmeyen ve sesi işitilen cinnîler, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın geleceğini mükerreren haber vermişler. Ezcümle:
Zeyyab İbnü’l-Hâris’e hâtif-i cinnî böyle bağırmış, onun ve başkasının sebeb-i İslâmı olmuş:
Yine bir hâtif-i cinnî, Sâmia İbn-i Karreti’l-Gatafanî’ye böyle bağırmış, ba’zılarını îmana getirmiştir:
Bu hâtiflerin beşaretleri ve haber vermeleri pek meşhurdur ve çoktur.
Hem nasıl kâhinler, hâtifler haber vermişler; öyle de: Sanemler dahi ve sanemlere kesilen kurbanlar dahi, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Risâletini haber vermişler. Ezcümle: