Gibi beyânâtiyle o dünyaya şeffefiyet verir ve bulunmasını izale eder.
gibi nur-efşan neyyiratiyle, câmid dünyayı eritir.
ve
mevt-âlud tâbirleriyle dünyanın ebediyet-i mevhumesini parça parça eder.
Gök gürlemesi gibi sayhalarıyla tabiat fikrini tevlid eden gafleti dağıtır. İşte Kur’anın baştan başa kâinata müteveccih olan âyâtı, şu esasa göre gider. Hakîkat-ı dünyayı olduğu gibi açar, gösterir. Çirkin dünyayı, ne kadar çirkin olduğunu göstermekle beşerin yüzünü ondan çevirtir, Sânia bakan güzel dünyanın güzel yüzünü gösterir. Beşerin gözünü ona diktirir. Hakikî hikmeti ders verir. Kâinat kitabının mânâlarını tâlim eder. Hurufat ve nukuşlarına az bakar. Sarhoş felsefe gibi, çirkine âşık olup, mânâyı unutturup, hurufatın nukuşuyla insânların vaktini malayâniyatta sarfettirmiyor.