Elbette ararsan bulursun.” İşte beşerin tıp cihetindeki şimdiki terakkiyatından çok ilerideki hududunu, şu âyet çiziyor ve ona işaret ediyor ve teşvik yapıyor.
Hem meselâ Hazret-i Dâvud Aleyhisselâm hakkında:
Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm hakkında:
âyetleri işaret ediyorlar ki: Telyin-i hadid, en büyük bir ni’met-i İlâhiyyedir ki; büyük bir peygamberinin fazlını, onunla gösteriyor. Evet telyin-i hadid, yâni demiri hamur gibi yumuşatmak ve nühası eritmek ve mâdenleri bulmak, çıkarmak; bütün maddî sanayi-i beşeriyyenin aslı ve anasıdır ve esası ve madenidir. İşte şu âyet işaret ediyor ki: “Büyük bir resule, büyük bir halife-i zemine, büyük bir mu’cize sûretinde, büyük bir ni’met olarak; telyin-i hadiddir ve demiri hamur gibi yumuşatmak ve tel gibi inceltmek ve bakırı eritmekle ekser sanayi-i umumiyyeye medâr olmaktır.” Mâdem bir resule, hem halife yâni hem ma’nevî hem maddî bir hâkime, lisanına hikmet ve eline san’at vermiş. Lisanındaki hikmete sarihan teşvik eder. Elbette elindeki san’ata dahi tergib işareti var. Cenâb-ı Hak, şu âyetin lisan-ı işaretiyle mânen diyor:
“Ey benî-Âdem! Evâmir-i teklifiyyeme itâat eden bir abdimin lisanına ve kalbine öyle bir hikmet verdim ki: Herşeyi kemâl-i vuzuh ile fasledip hakikatını gösteriyor ve eline de öyle bir san’at verdim ki; elinde balmumu gibi demiri her şekle çevirir. Halifelik ve pâdişahlığına mühim kuvvet elde eder. Mâdem bu mümkündür, veriliyor. Hem ehemmiyetlidir. Hem hayat-ı içtimâiyyenizde ona çok muhtaçsınız. Siz de evâmir-i tekviniyyeme itâat etseniz, o hikmet ve o san’at size de verilebilir. Mürur-u zamanla yetişir ve yanaşabilirsiniz.” İşte beşerin san’at cihetinde en ileri gitmesi ve maddî kuvvet cihetinde en mühim iktidar elde etmesi; telyin-i hadîd iledir ve izabe-i nühas iledir. Âyette nühas, “kıtr” ile tâbir edilmiş. Şu âyetler, umum nev’-i beşerin nazarını şu hakikate çeviriyor ve şu hakikatın ne kadar ehemmiyetli olduğunu takdir etmeyen eski zaman insânlarına ve şimdiki tenbellerine şiddetle ihtar ediyor...
Hem meselâ: Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm taht-ı Belkîs’i yanına celbetmek için vezirlerinden bir âlim-i ilm-i celb dedi: “Gözünüzü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hâzır ederim” olan hâdise-i hârikaya delâlet eden şu âyet: