Zülfikar Risalesi | Zülfikar Hatimesi | 37
(1-46)

Senin bürhanlarındaki kuvvet ve kanaat ve asalet ve cezaletin, insanın irade ve ihtiyarını alıp teshir ediyor. Herkesi kendine çekip râm ediyor. Hele o güzel teşbih ve tabirlerin bir misli, bir daha bulunup söylenemez. Sendeki mukayese ve muhakemelerin, vak’a ve temsillerin bir benzeri ve bir naziri bir daha getirilemez.

Kur’an-ı Arabî’den Türkçe Sözler’e akan ve bugün öz Türkçeden fışkıran bu feyz ve bu nurlar, kalblerde senin bir nümune-i kudret ve nişane-i rahmet olduğuna hiç bir rayb u güman bırakmıyor. Sen âyine-i idrake cilâ ve âlem-i kalbe safa ve ruh-u revana gıdasın.

Allah Allah! Türk milleti seninle ne kadar iftihar etse yine azdır. Gözleri nurlandırıp, gönülleri sürurlandıran bu hüccetler ve tabiratın ve bu kelimat ve teşbihatın arş-ı a’zamdan inen Kur’an-ı Hakîm’in delil, hüccet ve bürhanları olduğu muhakkaktır. Çünkü kederleri gide-rerek insana neş’e ve neşat veriyor. Okunurken hiçbir itiraz sesi ve hiçbir inkâr kokusu duyulmuyor. O zaman akıl ve mantık duruyor, nefs-i insanî safileşiyor, hem duruluyor. Sanki senin bütün hakikatların, evvelâ Rabbanî ve Rahmanî fabrikaların ulvî ve Samedanî tezgâh-larında işlenerek, sonra Nur-u İlahî deryasında yıkanıp çıkarıldıktan sonra gülyağı fabrikasına verilmiş, orada yedi defa gülyağlarına batırıldıktan sonra hâlis öd ağacı ile buhurlanmış ve bunlar ile yazılmışsın. Bütün mes’ele ve maddelerin hep sayılı ve saygılıdır. O muntazam ve mükemmel, müzeyyen ve münevver sözlerin şimdiye kadar yazılan ihtilaflı eserleri büküp hepsini bir yana bırakmış, ancak kendini nazargâh-ı enama arzeylemiştir.

Şimdi bir nida-yı nuranî ile hitab ederek: Artık ihtilaf yok, ittihad var. Cansızlar ve camidler devri geçmek üzeredir. Canlılar ve cazibler asrı geliyor. Susunuz, dinleyiniz! Şimdi Nur devridir ve Nur hâkimdir. Zulmette boğulan şu asrı ve gelecek asırları, Kur’andan aldığım nu-rumla reyyan edeceğim diyor. Herkesi imana, her ferdi Allah’a çağırı-yorsun.

Ey Nur-u Kur’an! Âhirzamanda bir kerre daha katmerleşerek ve sünbüllenerek, âfâk-ı cihanı Kur’anın hakikatıyla tenvir ve tezyin ediyorsun. Şimdiye kadar dünyanın yarısını ışıklandıran ey İslâmiyet güneşi! Bugün de bütün zemin sükkânını cehl ü dalalet ve şirk ü şekavetleri nur-u hidayet ve emn ü emniyet ve selâmete davet ediyor-sun. Bu davetin sana kutlu olsun.

Ses Yok