NURETTİN CAN
l930'da Afyon'da doğdu. Afyon'da bulunduğu yıllarda muhtelif defalar Bediüzzaman'ı ziyaret etti.
"Akşamla yatsı arasını ibadetle geçirmemizi söylerdi"
"O zamanlar terzilikle meşguldüm. Mesleğimle gerek Üstada ve gerekse talebelerine yardımcı olmaya çalışıyordum. Yardımım Mehmed Çalışkan Amca vasıtasıyla olurdu.
"l955'de askerden döndüm. askerde iken risalelerekarşı sevgim artmıştı. Avrupa fört şapkayı giymiş, eski adliyenin önünden geçiyordum. Bir tanıdık bana seslendi: 'Nureddin! Nureddin! Taksinin içindekini gördün mü?' 'Görmedim' dedim. 'Git de bak' dedi. Gittim,baktım. Bediüzzaman Hazretleri arabada idi. Şapkayı saklayarak ellerini öptüm. Risaleleri okuyup okumadığımı sordu. Okuduğumu söyledim.
"Bir müddet sonra Emirdağ'a ziyaretlerine gittim. İçeriye kimseyi almadığını söylediler. Ceylân ve Zübeyr Ağabeylerle görüştüğümüz söyledim. Bu arada içerden haber geldi:
"Biz onu kardeşliğe ve talebeliğe kabul ettik, eserleri okusun."
"Ağabeyler gelip gittikçe bizim dükkâna uğrarlardı. Üstad devamlı olarak bizden eserleri okumamızı isterdi. Konuşmaları gayet kısa olurdu.
"Vefatından önce Afyon'da üç gün misafir ettik. Bedriye Eskicuma Anneden çorba gelirdi. Onun çorbasını çok severdi. O sırada kendileri çok rahatsızdı.
"Üstadın bize sık sık yaptığı bir tavsiyesi vardı ki, onu hiç unutamam. Akşam ile yatsı arasında kat'iyyen boş durmamamızı, ibadetle ve eserleri okuyarak geçirmemizi söylerdi.
"Üstad Hazretleri burada iken, polisle veya adliye ile bir münasebetim olmadı. Ancak Üstad buradan ayrıldıktan sonra bir ihbar üzerine polisler evi ve dükkânı aradılar. Kitapları aldılar ve beni de siyasî suçlu olarak içeriye attılar. Afyon'da hiçbir avukat benim dâvâyı almaya cesaret edemedi.
"Allah ebeden razı olsun. Bekir Berk Ağabey, Hızır gibi imdada yetişti ve on yedi günlük bir mevkufiyetten sonra beraat ettik.
"Bu arada, Üstad Hazretlerinin gözlerinin de çok muhteşem olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ben şahsen gözlerine bakmaz, baktığımda ise müthiş bir şekilde heyecanlanırdım."