Son Şahitler | Emirdağ Şâhitleri(II) | 70
(1-75)

İBRAHİM ABLAĞ

 

Cemal Hoca ve Mustafa Şahin'in hatıraları

 

"Üstad, kediyi sıvazladıkça kedi 'Ya Rahim, ya Rahim' diyordu."

"Benim aslında Bediüzzaman ile alâkalı doğrudan hatıram yoktur. Fakat bizzat kendilerinden işittiğim zatların bana anlattığı iki hatıra var. Bu hatıraların ilki Cemal Hoca adında bir arkadaşımın hatırasıdır. Bana şunları anlattı:

"Bir arkadaşımla ismini ve methini çok duyduğumuz Üstad Bediüzzaman'ı ziyaret etmek için Afyon'dan Emirdağ'a gittik. Ben ve yanımdaki arkadaşım molla idik. Molla olduğumuz için Üstadı bir din alimi olması dolayısıyla ziyarete gidiyorduk. Emirdağ'a geldik. Bizi biri karşıladı. Görür görmez:

"Siz Afyon'dan mı geliyorsunuz?' diye sordu.

"Oysa o adamı hiç tanımıyorduk. Bizi niçin karşılamıştı ve Afyon'dan geldiğimizi de nereden biliyordu? Şaşkınlıkla,

"Evet' dedik. Sonradan öğrendik ki, Üstad onu bizi karşılamak için göndermiş. Bize:

"Hoş geldiniz,' dedi. 'Hoca sizi istiyor.'

"Bizi mi istiyordu? Biz onunla hiç görüşmemiştik ki, bizi nasıl isteyebilirdi? Ayrıca geleceğimizi de haber vermemiştik.

"Bizi karşılayan kardeşle birlikte Üstadın kaldığı eve gittik. İçeri girdik. Üstad evde oturmuş birşeylerle meşguldü. Biz içeri girince bize,

"Hoş geldiniz mollalar!' dedi.

"Molla olduğumuzu da nereden biliyordu? Biz bozuntuya vermedik. 'Hoş bulduk' diyerek oturduk ve sohbet etmeye başladık. Sohbet arasında bir kedi geldi, Üstadı etrafında dolaşmaya başladı. Sonra onun yanına oturdu. Üstad, kediyi başından beline kadar sıvazlayarak okşamaya başladı. O, kediyi sıvazladıkça kedi de,

"Ya Rahim, ya Rahim' diye mırıldanıyordu. Biz zaten şaşkınız, bir de kedinin 'Ya Rahim' demesiyle daha beter şaşkınlaştık. Biz şaşkın şaşkın kediye bakarken Üstad bize,

"Sizin kediniz de böyle 'Ya Rahim' der mi mollar?' dedi.

"Yok efendim,' dedik, 'demez.'

"Der mollara, der' dedi. 'Ama sizin kedilerin boğazından haram lokma geçtiği için ağzı gargur eder. Ya Rahim'i tam çıkaramaz.'

"Sen benim talebem olur musun?"

"Bir de Mustafa Şahin'in hatırası var, o da çok enteresan:

"Mustafa Şahin, Afyonun merkez köylerinden Erkmen'de doğmuş. Köyde ona herkes 'Deli Mıstık' diyor. Bediüzzaman hapishanede iken o da hapse girmiş. Afyon Hapishanesinin avlusunda gezinirken, üst kattan Bediüzzaman ona işaret ediyor. Yanına çağırıyor. Mustafa Şahin Üstadın yanına varıyor:

"Buyurun Hocam' diyor. Üstad,

 

"Sen benim talebem olur musun?' diye teklif ediyor.

"Olurum Hocam' diye hemen kabulleniyor. Üstad ona,

"Aslında senin için ter temiz' diyor. Deli Mıstık iki ay Hoca Efendinin yanında kalıyor. Hoca Efendi ona bir Cevşen-i Kebir veriyor. Artık Deli Mıstık, 'Deli Mıstık' olmuyor. O lakabı kalkıyor. Köye döndüğü zaman, Hoca Efendinin yanında talebelik yaptığı için kimse ona Deli Mıstık demiyor. Aksine ona daha çok hürmet ediyorlar.

"Birgün 'Nurcu avının' sık olduğu dönemlerde, jandarmalar Mustafa Şahin'in bulunduğu Erkmen köyüne de baskın yapıyorlar. Bu arada Mustafa Şahin'in evine de giriyorlar. Mustafa, evin ortasındaki direğin dibinde dikildiği halde onu hiç göremiyorlar. Uzun süren aramalardan sonra, 'Evde kimse yok' diyerek evi terk ediyorlar."

Ses Yok