Son Şahitler | İstanbul Şâhitleri(II) | 11
(1-30)

İSMAİL DAYI

 

Bir dönem Balıkesir Milletvekili olan Dayı, Yağmur yayınevi'nin de sahibidir. 1952'de bir tıp talabesiyken, arkadaşı eczacı Said Mutlu ile birlikte Üstadı Akşehir Palas Otelinde ziyaret edip dualarını almıştı.

 

"1952'de Üstad Bediüzzaman Hazretlerini Sirkeci'deki Akşehir Palas Otelinde bir grup üniversiteli arkadaşla birlikte ziyaret edip, ellerini öpüp dualarını almıştık. O zaman Ağır Cezada Nefi Demirlioğlu Beyin riyaset ettiği bir dâvâsı devam ediyordu. Bizler muhtelif fakültelerdendik; hukuk, iktisat, ve çoğunluğu tıbbiyendendik. Ziyaretimiz sırasında bize şunu söylemişti:

"Ben en çok öğretmenleri severim, sonra da doktorları severim. Çünkü insanların kalbine giriş evvelâ muallimlerle, sonra da maneviyatı tam, hâzık ve imanlı doktorlar sayesinde olur' Üstadın bu sözleri şahsen bana çok tesir etmişti. Bu sözü çok kıymetli buluyorum.

"Yatakta bağdaş kurup oturur bir vaziyetteydi. Her zamanki gibi başında sarığı, sırtında cübbesiyle oturuyordu. O sırada kendisine sevgi besleyen bir aşçı her gün üç öğün yemek gönderiyordu. Buna teşekkür ediyor ve 'Kabul etmem' diyordu. Aşçının ısrarı üzerine, Üstad, 'Bu yemekleri bekleyen polislere verin, çünkü onlar zahmet çekiyor' diyordu. Kendisi yumurta, peynir ve zeytin gibi çok basit gıdalar yiyordu.

"Üstad Bediüzzaman Hazretlerini ikinci defa olarak 1953 yılında, İstanbul'un fethinin 500. yıldönümünde, Beyazıt'taki Marmara Otelinde rahmetli eczacı Said Mutlu ile birlikte ziyaret etmiştik. O zamanlar ben tıptaydım, Said Mutlu da eczacılık fakültesinde okuyordu.

"Üstad, Marmara Otelinin ikinci katında, sol bloktaydı. O zamanlar Said'in evlenme meselesi vardı. Üstad, Said'in evlenme meselesine nereden muttalî olmuştu, onu bilemiyorum. Said Mutlu'ya hitaben, 'Şimdi evlenmeyin, evlenmenizi biraz tehir edin. Biraz ilme ve dine hizmet edin. Yaşınız hele otuz beşe gelsin, evlenmeyi o zaman düşünürsünüz' diye buyurmuştu. Bu söz hafızamda yer etmişti. Bu ziyaretten bir hayli zaman sonra, Sandıklı'da Said Mutlu'yu vurarak öldürmüşlerdi. Orada eczacılık yapıyordu. Kendisin ilme ve İslâmı hizmetlere vermişti. Daha  önceleri birkaç defa evlenmeye teşebbüs  etmişti, ama evlenememişti. Tam otuz beş yaşında  vefat ettiği zaman, Üstadın sözlerin düşünmüştüm. Sandıklı'da eczacılık yaparken yanındaki kalfası zimmetine çok para geçirmiş, tesbit edilip mahkûm olunca, Said Mutlu'yu vurmuşlardı. Katillerini idama mahkûm etmişlerdi; sonra idam oldu mu, affa mı uğradı bilmiyorum.

"Marmara'da Üstadı ziyaretten yıllar sonra, Said Mutlu'nun otuz beş yaşının içindeyken bir cinayete kurban giderek vefat etmesi üzerine Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bu yıllar evvelki sözlerindeki kerameti düşünmüştüm."

Ses Yok