Nur Çeşmesi | Nurçesmesi | 39
(6-173)

Evet câmid, şuursuz bulut, âb-ı hayat olan yağmuru, muhtaç olan zîhayatların imdâdına göndermesi, ancak senin rahmetin ve hikmetin iledir. Karışık tesâdüf karışamaz.

Hem elektriğin en büyüğü bulunan ve fevaid-i tenviriyesine işâret ederek ondan istifadeye teşvik eden şimşek ise, senin fezadaki kudretini güzelce tenvir eder. Hem yağmurun gelmesini müjdeleyen ve koca fezayı konuşturan ve tesbihatının gürültüsüyle gökleri çınlatan ra’dat dahi, lîsan-ı kal ile konuşarak seni takdis edip, Rubûbiyetine şehâdet eder.

Hem zîhayatların yaşamasına en lüzumlu rızkı ve istifadece en kolayı ve nefesleri vermek ve nüfusları rahatlandırmak gibi çok vazifeler ile tavzif edilen rüzgârlar dahi; cevvi âdeta bir hikmete binâen “levh-i mahv ve isbat” ve “yazar, ifade eder, sonra bozar tahtası” sûretine çevirmekle, senin faaliyet-i kudretine işâret ve senin vücûduna şehâdet ettiği gibi, senin merhametinle bulutlardan sağıp zîhayatlara gönderilen rahmet dahi; mevzun, muntazam katreleri kelimeleriyle, senin vüs’at-i rahmetine ve geniş şefkatine şehâdet eder.

Ey Mutasarrıf-ı Fa’al ve ey Feyyaz-ı Müteâl! Senin vücub-u vücûduna şehâdet eden bulut, berk, ra’d, rüzgâr, yağmur; birer birer şehâdet ettikleri gibi, hey’et-i mecmûasiyle keyfiyetçe birbirinden uzak, mâhiyetçe birbirine muhalif olmakla beraber, birlik, beraberlik, birbiri içine girmek ve birbirinin vazifesine yardım etmek haysiyetiyle, senin vahdetine ve birliğine gâyet kuvvetli işâret ederler.

Ses Yok