Meyve Risalesi | Onuncu Mesele | 111
(101-129)

O makamı nurlandırır, ulvîleştirir. Risale-i Nur, âyetlerin âhirlerinde ekseriyetle gelen:

gibi tevhidi ve âhireti ifade eden fezlekelerde ve hâtimelerde ne kadar yüksek bir belâğat ve meziyetler ve cezâletler ve nükteler bulunduğunu Yirmibeşinci Söz’ün İkinci Şûlesinin İkinci Nurunda o fezleke ve hâtimelerin pekçok nüktelerinden ve meziyetlerinden on tanesini beyan ederek; o hülâsalarda bir mu’cize-i kübrâ bulunduğunu muannidlere de isbat etmiş.

Evet, Kur’an, o teferruat-ı şer’iye ve kavânin-i içtimaiyenin beyanı içinde birden muhatabın nazarını yüksek ve küllî noktalara kaldırıp, sade üslûbu bir ulvî üslûba ve şeriat dersinden tevhid dersine çevirerek, Kur’an’ı; hem bir kitab-ı şeriat ve ahkâm ve hikmet, hem bir kitab-ı akîde ve îmân ve zikir ve fikir ve dua ve dâvet olduğunu gösterip her makamda çok makasıd-ı irşâdiye-i Kur’aniyeyi ders vermesiyle Mekkiyye âyetlerinin tarz-ı belâğatlarından ayrı ve parlak mu’cizâne bir cezâlet izhar eder.

Ses Yok