Meyve Risalesi | Onbirinci Mesele | 161
(130-169)

bu mekâna daha çok ünsiyet izhar etmekle bu korkulu ilk menzil hakkındaki fevkalhad korkularımızı tadil etmiş, nefes aldırmış. Hususiyle o âlemin nuranî hayatını benim gibi göremeyenlerin ellerinde, şuââtı yüzbinlerle senelik mesafelere uzanan bir elektrik lâmbası hükmüne geçmiş. Hem de, daima koklanılacak nümunelik bir çiçek bahçesi olmuştur.

Evet, biz sevgili üstadımıza arzediyoruz ki, hergün dersini hocasına okuyan bir talebe gibi Nur’dan aldığımız feyizlerimizi her vakit için sevgili üstadımıza arzedelim. Fakat sevgili üstadımız şimdilik konuşmalarını tatil buyurdular.

Ey aziz üstadım, Risale-i Nur’un hakikatı ve Meyve’nin güzelliği ve çiçeğinin feyzi, beni minnettarâne bir parça memleketim namına konuşturmuş ve benim gibi konuşan çok kalblere hayat vermiş. Şimdi muhitimizde, Risale-i Nur’a karşı atılan adımlar ve uzatılan eller Meyvenin Onbirinci çiçeği ile daha çok metânet kesbetmiş; inkişaf etmiş, faaliyete başlamıştır.

Çok hakir talebeniz
Hüsrev

* * *


Ses Yok