Hem şu hakîkat zâhir ve bâhirdir ki: Bir kimse allâme dahi olsa, Risâle-i Nurun ve müellifinin talebesidir. Risâle-i Nuru okumak zarûret ve ihtiyacındadır. Eğer gaflet ederse, kendisini aldatan enaniyetine boyun eğip, Risâle-i Nur külliyatını okumazsa, büyük bir mahrumiyete dûçar olur. Fakat biz, idrak ettiğimiz bu muazzam hakîkat karşısında, beşeriyetin halâskârı ve milyarlarca insanların fevkinde olan bir memur-u Rabbanîye nasıl minnettar ve medyun olduğumuzu târif edemiyoruz. Yine duâ ve himmetinizle idrak etmişiz ki; Kur’ân-ı Kerîmin bir mucize-i ma’nevîyyesi olan harika Risâle-i Nur Külliyatının bir satırından ettiğimiz istifadenin, bir miktar-ı mukabilini dahi ödemeye gücümüz yetişmez. Bunun için, ancak, Cenâb-ı Hakka şöyle yalvarmağa karar verdik:
“Yâ Rab! Bizi ebedî haps-i münferidden kurtarıp bâki ve sermedi bir âlemin saadetine nâil edecek bir hakâik hazinesinin anahtarını Risâle-i Nur gibi nazirsiz bir eseriyle bahşeden sevgili ve müşfik Üstadımızı, zâlimlerin ve düşmanların su-i kasıdlarından muhafaza eyle, Kur’ân ve îman hizmetinde daima muvaffak eyle. Ona sıhhat ve âfiyetler, uzun ömürler ihsan eyle!” diye duâ ediyoruz.
Evet Üstadımız Hazretleri! Risâle-i Nuru dikkat ve tefekkürle okumak ni’met-i uzmasına nail olan biz bir kısım üniversite gençliği, bir hüsn-ü zan veya bir tahmin ile değil, tahkikî ve tedkikî bir sûrette, sarsılmaz ve sarsılmıyacak olan ilmelyakîn bir kuvvet-i îmaniyye ile inanıyoruz ki; zemin yüzünün bu asra kadar görmediği bir vahşet ve dehşetin sebebi olan dinsizlik ve ilhadı, Bediüzzaman ortadan kaldırmağa inayet-i Hak ile muvaffak olacaktır.
Bizim bu kanaatımız, safdilâne veya tahminle değildir; ilmî ve delile müstenid bir tahkik iledir. Bunun için, muarız olan dahi bu hakîkatı kalben tasdik edecektir. Duâ ve şefkat buyurun, Kur’ân ve îman hizmetinde fedâi olalım. Risâle-i Nuru, bir dakikamızı bile kaybetmeden okuyalım, yazalım, ihlâs-ı tamme muvaffak olalım.
Üniversite Nur Talebeleri Nâmına
ABDULMUHSİN