Kudsi Kaynaklar | Kudsi Kaynaklar | 186
(1-445)
14- Beş vakit namaza bu âyetin işaret ettiğini Hazret-i Üstad yazmaktadır.
Risalede yeri: Sözler sh: 40 (Dokuzuncu Söz'ün başı)
Me'haz tefsirler: Tefsir Ed-Dürr-ül Mensur - Suyutî 5/146; Et-Tergib Vet-Terhib - Menzerî 1/394 (Bu kitablar, bu âyeti bir çok hadîslerin rivayetleriyle beş vakit namaza işaret ettiğini kaydetmişlerdir.)
15- Beş vakit namazların, kâinat ve bütün âlemlerin geniş inkılâblarıyla alâkadar oldukları.. ve âhirzaman Peygamberi'nin (A.S.M.) ümmetinin ömrü, ikindiyle akşam arası kadar olduğu...
Risalede yeri: Sözler sh: 42 (Dokuzuncu Söz'de)
Me'hazler: Sahih-i Buharî 9/169; Cem'-ül Fevaid 2/582 ve 609; Kitab-ün Nihaye - İbn-i Kesir 1/194 ve 195; Müstedrek-ül Hâkim 2/443; Râmuz-ül Ehadîs sh: 278; İbn-i Hanbel, Tarih-ül Buharî, Müslim ve Nesaî'den naklen; Mu'cem-üt Taberanî El-kebir 12/13285; El-Evsat 2/1642
Zabıt şekli: Abdullah bin Ömer'den Meâli: (Not: Bu hadîsin meâli uzunca olacağından sadece bir bölümünün meâlini veriyoruz.) "Sizin bekanız, yani geçmişteki ümmetler içinde dünyadaki müddetinizi, ikindi namazıyla akşam namazı arası kadardır..."
16- «Gecede teheccüd ise, kabir gecesinde ve berzah karanlığında ne kadar lüzumlu bir ışık olduğunu... ilh»
Risalede yeri: Sözler sh: 42 (Dokuzuncu Söz'de)
Me'hazler: Buharî 2/60 ve 68; Cem'-ül Fevaid 1/311 Mişkât-ül Masabih hadîs no: 1211; El-Feth-ür Rabbanî Şerh-ü Müsned-i Ahmed 1/44; Riyaz-üs Salihîn sh: 445; Feyz-ül Kadir 4/356
Zabıt şekli: Resul-i Ekrem (A.S.M.), teheccüde uyandığı zaman şöyle diyordu:
Keza: Ve yine teheccüd hakkında: ...
Meâli: (Sadece bir hadîsin meâlini kaydediyoruz:) "Ey Allah'ım! Bütün hamdler sanadır ki, sen gökler ve yerin Nurusun. Ve yine hamd ve şükür sanadır ki, sen semavat ve arzın Kayyumusun..."
17- Risalede yeri: Sözler sh: 72; Şuâlar sh: 621; El-Mesneviy-ül Arabî sh: 71, 95 ve 309; Emirdağ-I sh: 175; Tercüme Mesnevî (Abdülkadir) sh: 38, 66 ve 381 ve daha Risale-i Nur'un birçok yerinde...
Me'hazleri: Me'haz vermeden önce bir mukaddeme:
Bu pek mühim, çok esrarlı hadîs-i kudsî ahkâm-ı Şeriat hakkında vürûd eden sair hadîsler gibi kuvvetli bir senedi yoktur. Kütüb-ü Sitte ile ta'bir olunan altı meşhur ve sahih hadîs kitapları içerisinde de yer almamaktadır. Lâkin hiçbir muhaddis (İbn-ül Cevzî ve Saganî gibi az bazı müteşeddidler hâriç) bu hadîsin doğruluğuna ve hak olan mânasına birşey diyememiş, ilişememişlerdir. Telâkki-i ümmetçe mânasının doğruluğu kat'î olduğu halde, cumhur-umuhaddisînce de mânasının doğruluğu teslim edilmiştir. Ancak kuvvetli bir sendinin olmadığını da beyan etmişlerdir. Bunun yanında, ekser muhaddislerin yanı sıra, bütün evliya-i ümmet ve ümmetin umumunun her zaman telâkki-i bil-kabulü olmuş olan bu hadîsi hak, doğru ve kat'î olarak kabul etmişlerdir. Ayrıca meşhur birçok hadîs kitaplarında da, seneden de bu hadîsi te'yid edecek, şahidi olacak, onun benzeri ve aynı mânasında birçok rivayet ve haberler mevcuddur. Binaenaleyh, bu hadîs, senede zaif de olsa, onun aynı meâlinde vürûd eden sair hadîslerle senedindeki za'fiyet zail olmuş olur. Hiçbir senedi olmasa da, bu durumlarla kuvvetlenmesi derkârdır.
Hem bu hadîs-i kudsî, bir çok sahih hadîslerin müştereken işaret ettikleri gayet yüksek ve derin bir hakikatın pek âli merkez-i nuranisine bakmaktadır. Mevzu-u bahis hadîslerden her bir hadîs, o merkez-i nuranînin ayrı bir tarafını, ayrı bir köşesini ehli olanlara izhar ederler. Mezkûr hadîsler tek-tek ele alındığında, faraza bazıları senedleri itibariyle zaif de olsalar, aynı hakikatın merkez-i nuranîsine ayrı ayrı parmak işaretleriyle bakmaları cihetiyle, omuz omuza verir, kuvvetlenirler. Bu husustaki büyük muhaddislerin görüşlerini kitabın "Hadîs İlmi Bölümü"nde kaydetmişiz.
Kaziye şöyle olmak gerektir ki; ya mes'elenin tamamı hakkında gelen hadîslerin hepsi -hâşâ- doğru değil, gayr-i sahihdir.. veyahutta, gelen hadîslerin bir tanesi sahih ise, yani mânası doğru ve hak ise, diğer hepsi de sahihdir denilir. Çünki az sonra kaydedeceğimiz hadîs ve rivayetlerin hepsinin baktıkları hakikat birdir, müttehiddir, mümtezicdir. Aksini düşünmek için, bütün o rivayet ve hadîslerin hem toptan hem de tek-tek gayr-i sahihliğinin ispatı gerekir ki, bu mümkin değil, olmamış ve olamayacaktır da... Zira bu hadîslerden seneden bir-ikisi zaif ise de, diğerleri seneden sahih ve sağlamdır. Hiç olmazsa, mevzuluktan uzak zaif hadîslerdir. Bu mes'eleyi, bu tarzda sadece Hadîs ilmi durumuna göre yazdım. Yoksa ilim, hakikat, tahkik ve keşfiyat-ı sâdıka babında yüz kere, bin kere ispatı yapılmış, ortadadır.
Ses Yok